• geçen yıl
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında kadınlar, birçok şehirde gösteriler düzenledi. İstanbul başta olmak üzere bazı şehirlerde eylem yapmak isteyen kadınlar polis barikatıyla engellendi.

İstanbul'da Tünel'de toplanmak isteyen kadınların içeriye girişine izin verilmezken eylemciler Karaköy İskele'ye doğru ilerledi. İskelede ablukaya alınan kadınlar; "Jin jiyan azadî", "Geceleri de sokakları da meydanları da terk etmiyoruz", "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz" sloganları attı. Basın açıklaması iskelede okundu. 25 Kasım Kadın Platformu’nun bildirdiğine göre; Asmalımescit, Tünel ve Beyoğlu'nun ara sokaklarında en az 168 kişi gözaltına alındı.

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şube ise 26 Kasım'da yaptığı açıklamada, gözaltına alınan 168 kişiden 158’inin serbest bırakıldığını duyurdu.

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü; 25 Kasım'ın kadınlar için önemini, Türkiye'deki kadın hakları politikalarını, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na sundukları 32 maddelik eylem planını ve İBB’nin açıkladığı Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Planı'nı, T24 yazarı Füsun Sarp Nebil'e yorumladı.

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00Sevgili T24 izleyicileri yine bir 25 Kasım yaşadık, yine özgürlükler engellendi,
00:07balilikten yayınlanan yasaklamayla kadınlar yürüyemediler.
00:13Ama Türkiye'deki durum tecaat.
00:18Sadece Ekim ayında bile 48 kadının öldürüldüğünü görüyorum, okuyorum.
00:24Teknoloji yazığı olsam da bir kadın olarak bu konulara kayıtsız kalmam kabul edilemez tabii ki.
00:33Dolayısıyla Canan Hanım'ı buldum.
00:36Canan Güllü, Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı.
00:41Bu konuları onunla konuşmak istedik.
00:44Canan Hanım bize bütün bu Türkiye'deki manzarayı anlatacak diye düşünüyorum.
00:51Hoş geldiniz Canan Hanım.
00:53Hoş bulduk, iyi yayınlar olsun.
00:56Canan Hanım önce isterseniz en baştan başlayalım.
01:00Yani 25 Kasım nedir? Neyi burada hatırlıyoruz?
01:06Niçin kadınlar yürümek istedi?
01:09Ve de tabii ki neden bu protestolar engelleniyor?
01:151990'larda bizim için tamamen gün olarak anmayı yaptığımız,
01:21ama Dominik Cumhuriyeti'ndeki Mirabel kardeşlerin aslında eşit işe eşit ücret çığarıyla yola çıktığı ve katledildikleri,
01:30egemen gücün, baskın gücün altında can verdikleri bir sürecin aslında bugün anmasını ve o mücadelenin devam ettiğini dile getirmek adına söylemler geliştiriyor ve yürümeye gayret ediyoruz.
01:43Çünkü yürütmüyorlar, çünkü hala mücadele devam ediyorsa da haklarımıza genel anlamda erişmediğimizin resmidir.
01:51Bu 25 Kasımlarla ilgili çok uzun yıllardır bizler sahada sivil toplum örgütleri olarak çalışıyoruz.
01:58Yani burada kırmızı çiçek vermeyin, işte burada bir kutlama yapmayın.
02:02Burada var olan kazanılmış haklardan geriye gidiş ve teknolojinin de gelişmesiyle, dünya düzeninin değişmesiyle
02:10kaybettiğimiz, kazanmamız gereken yeni haklarla hak mücadelesinin devam ettiğini, söylemleri böyle geliştirmek gerektiğini,
02:18özellikle yönetim kademesindeki iktidarların bu konuda önlem alması için ses yükseltiyoruz.
02:27Ancak sesimiz kitleler tarafından duyuluyor.
02:31Bu önemli. Bu kadar yıllar içinde çok uzun yıllardır bir aktivist olarak, bir kadın mücadelesi yapan kişi olarak bu seslere ses katmanın süreçte çok gelişim olduğunu, değişim olduğunu görüyorum.
02:44Ancak bu sesi yükseldikçe ondan korkan, ondan çekinen, dolayısıyla da engellemeye yönelende iktidar mensupları var.
02:54İktidarın genel fikri midir onu bilmem ama valilikler, kaymakamlıklar ses yükseltmemizin önüne birer set çekmeyi de yasaklamalarla getirmeye çalışıyorlar.
03:06Özellikle 3-4 yıldır, hatta Covid döneminin öncesinden başlayan eylemselliğe karşı bir duruş var.
03:14Bu açıdan bakmak lazım aslında.
03:17Yeterli oluyor mu bu ses?
03:23Bunun yükselmesi gerekiyor mu? Davet ediyor musunuz diğer kadınlara?
03:28Tabii ki. Tek başına sivil toplumun sesinin yükselmemesi gerekir zaten.
03:33Bunun yanı sıra sizin girişteki söyleminiz çok önemliydi.
03:37Teknolojiyle ilgileniyorum ama ses yükseltmem.
03:41Siz epeydir ses yükseltiyorsunuz aslında.
03:43Sizin gibi, hele hele dün inanın ben yetişemedim telefon mesajlarıma.
03:48Yüzlerce kadın hiç bu konuyla, kenarından köşesinden değmemiş.
03:53Eti, suyu, tuzu, kuru dedikleri hikayeden arkadaşlarım bile ben artık sahada olmak istiyorum diye mesaj atıyor.
04:00Ben ne yapabilirim, bize yönlendirin.
04:02Bizim sesimiz gür çıkar, daha da gür çıkar.
04:05Olağanüstü hallerde, covid dönemlerinde, 8 Martlarda bunu engellemeyi çalışmak zaten bu sesin gür çıktığını gösteriyor ama
04:14yeterli olabilmesi anlamında iktidarların bu konudaki korkusunun yanına o sesi daha da gürleştirmek gerekiyor.
04:22İşte iş dünyasının sesini ekliyoruz.
04:24Yerel yönetimin sesi ekleniyor.
04:26Medyanın sesi bu olaya bakışı ve bu olayı yansıtması eklemlerin içine geliyor.
04:31Hiç alakasız noktasında diyeceğiniz hani öğrenimine devam eden öğrencilerin bu konuya da dikkat çekerek mücadelenin içinde olması biraz daha aşağı indi seviye.
04:41Hatta lise öğrencileri bile kadının insan hakları mücadelesinde ses yükseltmeye başladılar.
04:46Bence tıpkı Cumhuriyet'in kuruluş döneminde mücadele eden kadınlar gibi aslında o dönemde mücadelenin farkındalığıyla yola çıkan,
04:55hak taleplerini dile getiren ve kazanan kadınlar olarak biz kazanacağız diyorum.
04:59Bu ses yükselecek.
05:01Yaptıklarıyla, engellemeleriyle, kendi adları tarihe bambaşka bir isimle yansıyacak iktidarların.
05:09Bu açıdan dünkü 25 Kasım anma günleri için sokakta sesini, davetini, taleplerini dile getiren arkadaşlara kelepçe vurmak ya da gaz sıkmak ya da bariyerlerle engellemek İstanbul'da dün 3'ten itibaren yaşam durdu.
05:27Kadınlar Taksim'e yürümesin diye saat hatta 14.25'ten itibaren Taksim meydanında ciddi bir kapanış oldu.
05:39Kime yapıyorsunuz bu kapanışı?
05:41Kadınlar yürümesin diye.
05:42Acil işi olan hastaneye gitmek, resmi kurumda işi olanlar ya da özel sektörde sahada işi olan bütün insanlara engelleme koyuyorsunuz.
05:51Ancak o engellemeye yaşayan insanların da kadınların neden o yürüyüşü yaptığını algılaması, anlaması ve birlikte dayanışarak mücadeleye katılması gerekiyor.
06:02Çok haklısınız Canan Hanım. İyi ki de varsınız.
06:07Bu arada belki biraz sayı da vermek lazım.
06:12Bize biraz veri sunar mısınız bu kadın şiddeti?
06:18İktidarın en önemli handikabı öyle söyleyeyim. Bir verisizlik her alanda olduğu üzere kadına şiddet konusunda da bir verisizlik yaşıyoruz.
06:28Kaç kadın katledildi bir ay içinde?
06:30Türkiye'de üç kurum bu verileri medyaya yansıyan rakamlar üzerinden derleyerek toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifinden bakarak ortaya koyuyoruz.
06:41Bu kadınlar nerede, kimler tarafından öldürüldü diye biz on ayın rakamlarını çıkardık ve on ayın rakamları üzerinde 357 kadının medyaya yansıyan haberler üzerinden katledildiğini görüyoruz.
06:56Bu sene mi?
06:57Bu sene sadece on ay. 2024 yılında on ay Ekim'in 31'i itibariyle medyaya yansıyan ve haberler üzerine derlediğimiz, önümüzde iki aynın rakamları daha eklenecek bunlara ama sadece ve sadece işte Ekim ayında 40 küsur kadının katledildiğinden,
07:17yani her ayın günlerinden fazla 30 yada 31 çeken aylarda 40 üstüne çıktığımız, şüpheli ölümlerin bazılarına erişebildiğimiz bazılarına erişemediğimiz dolayısıyla rakamların içinde bazen var bazen yok olanlarla beraber 357 kadın katledilmiş.
07:35Bir orman bunları yan yana koyduğumuz zaman biz 2008'den bu yana derleme yapıyoruz ve 2008'den bu yana geldiğimizde 4600'ün üzerine bir rakam çıkıyor sistemde katledilen gerçek olarak kayıtlara geçen.
07:51Tüm bunların demografik yapıları önemli. Nerede öldürüldüler? Kim tarafından öldürüldüler? Hangi illerde öldürüldüler? Bunlara bakmak lazım ki önleyici politikaları da bu açıdan hayata geçirmek gerekiyor.
08:05Ben bu dönemde bu şiddetin 25 Kasım gününde aslında verilerden de bahsetmek istememe yolunu seçtim.
08:15Onu da size hemen söyleyeyim. Çünkü bir kadının hayatı çok önemli bizim için. Bir kadın hayatından biz ilk başlamış günçten bugünlere geldiğimizde 357 kadın dediğinizde içselleşmiş bir rakam yani 357 ile bir kadın arasında sanki hiçbir fark yokmuş gibi oluyor.
08:36Rakamlar büyüdükçe sadece vahşileştikçe biraz böyle toplumda bir tepki yaratıyor. Surlarda geçen gün kafası kesilen arkadaşım da biraz böyle toplum ah oh dedi ama yani sonrasında daha nasıl katledilecek?
08:52Biraz daha geriye dönersek hani Muğla'da Pınar Gültekin çimentolandı, katledildi, yakıldı bunlar vahşi ben artık bu cinayetlerin tanımlamasına kelime bulamıyorum.
09:05Dolayısıyla da rakamların benim nezdimdeki söylememek, daha fazla içselleştirmemek adına kamuoyu ile paylaşıyoruz. Farkındalığımız artsın ama önlemler paketiyle bunu önleyebileceğimiz ve bir kadın hayatının hepimiz için çok değerli olduğunun da farkındalığını arttırmak istiyoruz.
09:24Örneğin kadını katlettiler. Kadın katledildikten sonra geride kalan çocuklar meselesi var mesela. O çocuklar baba ya da ayrıldığı eş o da baba hiç fark etmiyor. Sonuçta evlilikle ya da ayrıldığında baba öldürdüğünde anneyi baba da hapse giriyor. Geride kalan çocuklar için bir mekanizmamız yok bizim.
09:46Bir kadının geride bıraktığı çocuk 357 ya da işte 400 kadının bıraktığı bugüne kadar 4000 küsür kadının bıraktığı çocuklar Türkiye aslında gitgide psikolojisiyle ciddi bir erozyona uğrayan durum ve konumla karşı karşıya.
10:02Çok haklısınız yani burada sadece kadın şiddeti olayı yok. Yanı sıra çocuklarla da ilgili bir sorun var ve topluma etkileyebilecek bir durum. Siz İstanbul Sözleşmesi'ne geçeceğim ama öncesinde şunu sorayım.
10:20Aile ve Kadın Bakanlığı'nın politikaları bakanlığı değil mi ismi? Yeterli buluyor musunuz çalışmalarını ya da ne tür çalışmalar yapmaları gereken düşüncesindesiniz?
10:35Şu Aile Politikalar Bakanlığı ismini bir konuşalım isterim aslında. Son 5 yılda yani daha doğrusu 2011 yılında şimdi siz söyleyince tanımı birden aklıma geldi.
10:472011 yılında Kadın Bakanlığı'ydı. Aileden sorumlu ve kadına karşı şiddetin önlenmesiyle ilgili çalışmalar nedeniyle Aile Sosyal Politikalar ve Çalışma Bakanlığı'na evrildi. Yani birdenbire kadından, kadından sıyırdık. Kadını ailenin içine koyduk ve sistemi Çalışma Bakanlığı'yla da entegre ettik.
11:09Sonra Çalışma Bakanlığı'nı çıkardık. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı oldu. Ben de geçtiğimiz aylarda çok bakmamışım, çok da ilgimi çekmemiş galiba. Dikkatimi çekti. Aile ve Sosyal Yardımlar Bakanlığı olmuş.
11:21Yani politikası filan da gitmiş artık. İçinde bulunan Kadın Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü vardı. Statü gitmiş, kadın sorunları diye bir şeye dönüşmüş. Yani aslına bakarsan politikasızlığının yansıdığı bir resim ortaya çıkmış sevgili Füsun Hanım.
11:38Sürecin içinde politikasızlıktan çekiyoruz ya, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın Kadın Bakanlığı'na evrildiği süreçten itibaren diyaloglarımız bizim de aşağıya doğru çekildi. Onlar kendi alanlarında daha çok yardımı entegre etmeye çalıştılar. Kadını güçsüz bırakan yardımlar, yardıma bağımlı hale getiren çaba ve gayretlerin içinde oldular.
12:02Bu süreç içinde sığınak sayılarını yükseltmediler. 33 milyona yakın sosyal yardım verdik diye onlarla övündüler. Sosyal yardımı alan kadın yoksul kadın demektir. Yoksul kadın demek de bakıma muhtaç bir süreçti.
12:1633 milyon rakamı biraz fazla değil mi? Zaten 80 milyonluk Türkiye'de yarısı kadın olsa işte 45 milyon kadın olsa 33 milyon yani bir yandan korkunç bir rakam ama bir yandan da abartı mı var diye düşünmeden edemiyorum.
12:38Bu bir yandaş besleme programı olduğu için ben abartılı bulmuyorum aslında. 33 milyon kişi kadın aile kurum olarak geçiyor. Bu nedenle de bir politika siyasal iktidarın kendini aklama, gösterme ya da politikanın sürdürülebilir, siyasal iktidarının sürdürülebilir olma yolu.
13:02Yani direkt olarak kadını güçlendirme, kadını belli evrelerden ve belli seviyelere çıkarma durumu değil. Yani doğrudur dikkatinizi çeksin, herkesin dikkatini çeksin ama sayın bakanın ağzından açıklandığı için biz de bunu fark etmiştik.
13:1833 milyon Türkiye'nin neredeyse de %50'sine eşdeğer bir konuma geliyor bu sosyal yardımlardan. Biz bu sosyal yardımların yeri ve gereğinde iktidar tarafından yapılmasını hani sosyal devlet ilkesi gereği bazı konularda tamamlanması gerektiğine ses çıkarmıyoruz ama sosyal politikalar bir siyasal iletişimin aracı olarak kullanınca,
13:41kendi yandaş çevresine, bakım yükünün dışında ihtiyaç hasıl olmayan konularda verdiği zaman hem kutuplaştırma hem ayrıştırma hem de Türkiye'nin bir biat sistemine yönelen yani verdiğiniz kadar alırsınız ne kadar ekmek o kadar köfte hikayesi gündeme geliyor bu yanlışı anlatmaya çalışıyoruz.
14:02Aile Bakanlığı'nın toplumsal cinsiyet eşitliği kavramlarından uzaklaşması aslında hepimizi bugün içinde bulunduğu sorunun temeline götüren nokta toplumsal cinsiyet eşitliği kavramı üzerinden de biraz sonra soracağınız İstanbul Sözleşmesi aynı şekilde kaldırıldı.
14:20Yani iktidarın elinde bir oyuncağı var korku yaratan bir din tarafıyla korku yaratan bir toplumsal cinsiyet eşitsizliğinde işte cinsel yönelimler üzerinden vatandaşı yanlış bilgilendirerek yönlendirdiği sorunlar var.
14:38Çok ilginç söyledikleriniz özellikle aile kadın ve aile bakanlığı yani kutucu bütün bunlar kadınlar açısından bu gelişmeler korkutucu.
14:54Bir yandan yandaşlardan bahsetmiyorum ama kadını yardıma muhtaç hale getirmek sosyal yardım güzel ama AKP'nin zaten bakış açısı bu insanlara sosyal yardım adı altında aslında seçmene rüşvet gibi bir şey olmuş oluyor bu.
15:18Evet İstanbul Sözleşmesi'ne geçelim. Bu konudaki gelişmeler hakkında ne düşünüyorsunuz? Yani işte kaldırılması zaten bir garabet.
15:32Bir garabet. Hukukçularla konuşuyoruz. Türkiye'nin hukukla ilgili.
15:40Tekrardan orada hemen söyleyeyim sizin o cümle gitmeden. Anayasanın 90. maddesi Uluslararası Sözleşmelerin Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından onanmasını ister.
15:53Onadığı belgeyi de kaldırma yetkisinin yine Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne verir. Yani dolayısıyla kaldırılmak gerçekten bir garabet ve hukuksuzluk.
16:04Biz bunu Avrupa Komisyonu ve konseyi nezdinde de söyledik dile getirdik hatta Avrupa Birliği nezdinde de dile getirdik.
16:11Yani bizde bir hukuksuzluk var. Siz bunu kabul edemezsiniz. Bu sözleşmenin kaldırılma yöntemi hukuksuzdur. İç hukuktan üstün olan sözleşmedir bizim nezdimizde bizim kanunlarımıza göre anayasamıza göre.
16:26Ama siz burada kaldırım eylemini bir gecede tek kişi tek adam demiyorum tek kişi diyorum çünkü adamlık Türkiye'de yanlış kullanılan bir kelime aynı zamanda kadın ve erkeğe kapsayan dürüstlük ve doğruluktur.
16:40Bu nedenle tek kişi için verilmiş bir kararın tek kişi tarafından verilmiş bir kararın yanlış olduğunun altını çizelim bir hukuksuzluk var bir garabet var.
16:50Diğer yandan İstanbul Sözleşmesi'ndeki bu durum sizce kadın ortamını nasıl etkiledi? Kadına şiddet ortamı.
17:0337 yıldır ben Türkiye'de aktivistlik yapıyorum ve bunu nereden bakarsanız bakın 25 yıl bu şiddetin önlenmesi yolundaki gayretlerle arkadaşlarla beraber çalışmayla geçmiştir.
17:161994'lerdeki çıkarılan dört maddelik kanundan 2002'deki medeni yasanın yenilenmesine 2005'te ceza yasasının kaldırılmasına ve sonrasında İstanbul Sözleşmesi süreci ve onun arkasından da o temeli yurt içinde yönetecek bir şekliyle sürecin İstanbul Sözleşmesi'nden 62-84'e evrilmesi.
17:44Şimdi biz bu sürecin içinde adım adım giderken 2011 yılında biraz önce bahsettiğim tam bu İstanbul Sözleşmesi yürürlüğe girmiş mekanizmaların alt başlıklarıyla o 82 maddenin içinde aslında Türkiye'de bugün şiddetin esamesinin okunmayacağı önlemleri, önleyici politikaları alan,
18:03koğuşturma, koruma yapan, politika üreten bir süreci hayata geçirecek yerde çıktı bize Kadın Bakanlığı'nın adı Aile Bakanlığı'na dönüştü.
18:14İkisinin aynı zaman diliminde olması iktidarın bir tarafıyla kadına şiddeti önlüyor görünmesiyle öte tarafta kadını ailenin içine koyması arasında bir bağlantı vardı.
18:25Biz aktivistler o gün dedik ki bu iktidarın kadına şiddeti önlemeye dair herhangi bir çabası ve gayreti olmayacak diye. O günden itibaren ama yine de elimizde kadın örgütlerinin bu işi takip ederek yargıda maruz kalanın yanında olabilmesini sağlayan maddeleri,
18:46kamuoyunu bilgilendirmeyi, baroları bilgilendirmeyi çünkü İstanbul Sözleşmesi'nin Türkçeleştirilmesine bile normalde Türkçe yazıldı, Avrupa Komisyonu'na giderken İngilizce'ye çevrildi ama onanmış halinin Türkçe'ye çevrilip kurumlara dağıtılması bile mümkün olamadığı için işte Emniyet Teşkilatı'nın birçoğu sözleşmenin içeriğini bilmiyordu.
19:08Hakimler ya da yüksek yargıdaki arkadaşlar, hakimler onlar da bilmiyorlardı. Kamuoyu zaten maddesel olarak bir şeyi İstanbul Sözleşmesi'nin kısa adını biliyor. Bu nedenle bilgilendirme çalışmalarıyla takibe ve kadınlara güç vermeye giderken süreçte bir dayanak vardı ve bu da kadını güçlendiriyordu.
19:30Erkeğin yani failin de bu konuda ah devlet İstanbul Sözleşmesi'yle kadının yanında cümlesini beynine söylemesini zorunlu hale getiriyordu. Bir gecede çıktığınız zaman, bir geceden çıktıktan bir hafta sonra kadınlar kolluğa gitmemeye başladı.
19:47Kadınlar devlet bizim yanımızda değil diye düşünerek kolluğa gitmediklerinde şiddeti görünmez hale getirdiler. Ya da kolluğa gittiklerinde kolluk dedi ki ya bu süreç içinde İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçtik. Biz sizi koruyamayacağız. Bu cümleler bu ülkede söylendi.
20:05Hatta biz kamuoyuna izninde açıklamalar yaptığımız için İçişleri Bakanlığı emniyet müdürlerinin hepsini toplayarak yok öyle bir şey İstanbul Sözleşmesi'nden çıktık ama sözleşme değil 62-84'ü uygulayacaksınız dediler.
20:20Mekanizmalarının hiçbirini yapmamışlardı ama o korku bile sözleşmeden geri çekilmeden önceki durumda etkindi. Geri çekildikten sonra sayılar hiçbir zaman 20'nin altına düşmedi örneğin. Bir ayda 20, 25, 30, 35, 40 bir günde 3 kadın, 4 kadın, 2 kadın gibi kadın cinayetleri sayılara arttı.
20:42Çünkü fainin bu süreç içinde cesaretini aldığı nokta iktidardı. İktidarın başka bir tarafı da yargıya güç verdi. Yargı toplumsal cinsiyet eşitliğinden uzak olduğu için cezasızlıklar geldi.
20:58Yani kadını yaralamış klasik bir yaralama cezası belki de ertelenen bir ceza ile karşımıza çıktı. Kadına karşı şiddet tanımı yoktu. Dolayısıyla ha kadını katletmişsiniz ha bir başka şeyi erkek katliamını yapmışsınız ya da tam o süreç içinde evli kadını katlettiğinizde kutsal aile yapısı olduğu için ailedeki kadının öldürülmesi başka ceza dışarıda birlikte yaşadığınız ya da boşandığınız kadını katletmişsiniz.
21:28Kadını katlettiğinizde aldığınız ceza bambaşka sonuçlara gidiyordu. Bu açıdan baktığınızda yani uzatmadan İstanbul Sözleşmesi yaşatır cümlesinin altı gerçekten doluydu.
21:39Dün Sayın Cumhurbaşkanı da marjinal kesimler diyor. Biz hiç marjinal kesimler falan değiliz. Biz insan hakları mücadelesi yapan bir kadın hayatının çok değerli olduğunu söyleyen sivil toplum örgütleri olarak İstanbul Sözleşmesi'nin yaşattığına tanık olanlarız.
21:57Yaptığımızın beyanını dile getiriyoruz ve yaşatır diyoruz. Bence yapılan yanlışlık farkındalığıyla aslında bu kelimenin anlam bütünlüğünü bozmaya çalışan kurum ve kuruluşlarla Sayın Cumhurbaşkanı da yönlendirme yapıyor.
22:12Türkiye'de İstanbul Sözleşmesi yaşatır. Yaşatması için de biz hala devam ediyoruz. Yardım nedir yardım? Bilgilendirme, hukuki destek, sürecin içinde psikolojik destek, ihtiyaç, maddi yardım bunları devletin yapması gereken, devletin iktidarlarının yapması gereken.
22:30Bugün bu iktidardır. Yarın bir başka iktidar. Ama o sözleşme gereği anayasada yaşam hakkı vatandaşının yaşamını korumak zorundadır. Çünkü hayatında bir kez korumadı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından Mahide 30 davasında tazminata makrum olmuştu. İstanbul Sözleşmesi'nin çıkış nedeniydi.
22:48Onu da hatırlamış olalım rahmetli arkadaş. Annesi rahmet olmuştu. Kadın 8 kez mahkemeye gitmiş. 8 kez bıçaklandığı anda yargı ona 800 lira para cezası vermiş ve 3 ay hapise cezalandırmıştı faili. Çıktığında hem Mahide'ye hem annesine saldırmış.
23:09Annesi vefat etmiş, Mahide yaralı kurtulmuştu. Sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi sonucunda da vatandaşını koruyamayan ülke olarak Türkiye tazminata mahkum olmuştu. Yani İstanbul Sözleşmesi'nin yaşatacağını herkes biliyor ama bizde siyasi hırslar, siyasi pazarlıklara giden bir yol var açıkçası.
23:31İstanbul Sözleşmesi yaşatır cümlesi sadece marginallerin değil bütün kadınların Türkiye'nin yarısının düşündüğü şey. Eğer taraflı düşünmüyorsam çok haklısınız.
23:50Dediniz ki yardımda bulunuyoruz. Size nasıl başvuruyorlar? Bir de onu isterseniz söyleyin.
24:02Yaklaşık 2007 yılından beri işletilen berevi çeşitli tacil yardım vakti var. 0212 656 96 96 telefon numarası ve 0549 656 96 96 numaralı.
24:18Burada konusunun uzmanı psikolog, hukukçu arkadaşlarım. Telefonun ucunda gerek bilgilenme gerek olay anında aradığınızda ya da olaydan sonra aradığınızda konunun durumuna göre sizi yönlendirerek hem hukuki olarak gitmeniz, yürümeniz gereken normları hem psikolojik olarak içinde bulunduğunuz konumda rahatlatmayı ve güven sağlamayı buradan eğer sığınağa gidecekse o süreçin
24:48yollarını öğretip yönlendiren bir kurum ulaşsınlar ciddi anlamda destekleri hatta biraz daha ileri götürerek örneğin bu süreçte sığınaktan çıktıktan sonra ya da sığınaktayken işe girmeleri noktasında özel sektörle çalışmaları yapmaya gayret ediyoruz.
25:08Kadının güçlenmesi adına ya da içinde bulunduğu farkındalığıyla şiddetin daha ileri seviyelere gitmemesi anlamında önleyici tedbirlerin alınmasına gayret ediyoruz. Bu bizim için çok önemli. 95.000'e yakın kadın arkadaşımızın bizi aradığını bu nedenle onlar içinden de 4000'e yakın arkadaşın can güvenliğini sağlanarak hayatta kalmaları sağlanmış.
25:34Bu verilerin analizleri ile ilgili Birleşmiş Milletler ile çalıştığımızda hangi ilden hangi konumdan aradığını hangi kurumdan ne kadar yardım aldığını gittiği kurumlarda nasıl yönlendirildiğine dair bir raporumuz da var Birleşmiş Milletler UNFB ile çalıştığımız.
25:53Çünkü son 10 yılda özellikle 2014 yılından bu yana Türkiye'de bir şiddet raporu yok. Yani bakanlığın üniversitelerine çalıştığı kamuoyuna sunacağı covid geçirmiş deprem güçlenmiş bir ülkede kadınların çocukların içinde bulunduğu şiddet ortamı ya da taciz tecavüz istismar konularıyla ilgili elde verileri paylaştığı bir rapor yok.
26:19Şöyle bir yanlışın içindeler eğer biz açıklarsak örneğin çok sayıda kadın öldürülmüş bu iktidarımızın ayıbı olarak çıkar. Zaten ayıp ortada biz hep beraber bunu örtelim demiyoruz bunu yok edelim diyoruz.
26:33Yani bu ayıp öldürülebilir hale gelmesin bu ayıbı önleyici politikalarına hem iktidar hem her konum taşın altına elini koyması gereken kurumlar olarak birlikte çalışalım diyoruz. Bu anlamıyla da kadınlara destek vermeye sivil toplum örgütü olarak iş dünyasıyla yerelde eşitlik başlar diyerek de belediyelerine çalışmalar yapıyoruz.
27:00Can Hanım o rapordan biraz bize feedback verir misiniz? Ne vardır raporun içinde?
27:06Raporda örneğin cinsel istismar görmüş çocukların yargıya gitme noktalarında güçlenmesi var aradıklarında yani utanma saklama fail utansın diyoruz biz bunu yapan utansın yargıya yönlendirerek suçun cezasız kalmaması noktasında bizi arayan çocukların yaş ortalamaları var.
27:28Yine bu raporda kadınların hangi illerden işte metropol kentler nüfus olarak çok yoğun olduğu için ve farkındalıkları daha fazla belediyelerle çalışıldığı için örneğin belediyelerin billboardlarında telefon numaralarımız var belediyelerin dağıttığı broşürlerde bizler varız.
27:46Bu iş birliği protokollerimiz olduğu için daha çok bilgilenen taraftan aranan örneğin Doğu ve Güneydoğu'dan çok fazla arayışın gelmediğine dikkat çekiyor rapor. Neden gelmiyor? Çünkü belediyeleri kayyuma devredilmiştir. O süreç içinde kayyum bu iş birliğine yanaşmıyor ve dolayısıyla da bilgilendirmeyi sahada sivil toplum eliyle yaptığınızda yetersiz kalıyor açıkçası.
28:11Türkiye'nin geneli üzerinden şiddetin kolluğa gittiğinizde nasıl refüze edildiğinizi, şiddet önleme izleme merkezlerinde hala devam eden liyakatsiz personelin konuya bakış açısının yanlışlığı üzerinden gelişler var. Ben size kitabını da göndermiş olayım en kısa zamanda.
28:33Memnun olurum.
28:35Canan Hanım, şimdi siz konuşurken bir yandan şunu düşünüyorum. Ben geçen yıldan bu yana sürekli olarak deprem bölgesine, depremden de bahsettiniz.
28:51Çeşitli kurumsal sosyal sorumluluk projeleri kapsamında davet ediliyorum. O bölgelerde özellikle eğit ticaret konusunda eğitim verdiklerini iddia eden programlar görüyorum.
29:10Fakat son zamanlarda aldığım bilgiler bu eğitimlerin aslında göstermelik olduğu bir kısmının hepsinin değilse de bir kısmının.
29:20Şimdi biz bir aslında hani hep söylenir aynı gemideyiz. Ülke olarak bir ortamda yaşıyoruz. Bu ortamdaki kadınların ve onların yetiştirdiği çocukların bu şiddetin bütün bunların şeyini düşündüğünüz zaman, faciasını düşündüğünüz zaman şunu merak ettim.
29:46Size kimler destek oluyor sosyal sorumluluk, kurumsal sosyal sorumluluk projesi olarak? Size gelen firmalar var mı?
29:58Çok sayıda var. Özellikle şimdi tam depremi söylerim. Hatta ben hafta sonu bir televizyon kanalına katıldım. Orada da söyledim. Radyo Televizyonuz Kurulu bu tür sosyal yardımları yapan özel sektörün adının açıklanmasını reklam olarak görmemeli.
30:14Bu bir yarış olarak kabul edilmeli ki özel sektörde gerçek anlamda bu yarışı hani kim finale daha çok gider çabuk gider daha çok yardım yaparak çevirmeliyiz diye. Bizim 21'e yakın biz depremden önce de depremden sonra da bu yardımları alan kuruluşlarız. Ev içi şiddet acil yardım hattımızı özel sektör destekliyor maddi olarak.
30:36Orada çalışanların maaşı özel sektör tarafından veriliyor. Oranın iletişim masrafları özel sektör tarafından konumlandığı bulunduğu binasının desteği gene özel sektörden. Yani bizim sadece bu bilgileri ve durumu yönetme konumu dışında bir maddi olarak katkı koyduğumuz bir yer değil bizim ev içi şiddet acil yardım hattımız.
31:03Deprem zamanı da en çok övüldüğüm en çok güvendiğim ve her yerde de dile getirmeye çalıştığım bir özelliği oldu Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu'nun. Daha depremin ikinci gününde ne yapılacağına dair deneyimin gereği Orta Ebi Mor yerleşke konusu çıkarıp dördüncü beşinci gününde bununla iletişim kurduğu özel sektörden 21'e yakını biz sizinle varız bu konuda yanınızdayız demişti.
31:29Bilmiyorum tabi burada isim açıklamada o korku süre gelir mi yoksa isim isim açıklamakta.
31:36Açıklayabilirsem hemen ilk baştan da söyleyebilirim.
31:39Boyner'den Shell'den Penti'den Zorlu'dan Eczacıbaşı'ndan Odeobank'tan elçiliklerden İrlanda Büyükelçiliği, Hollanda Büyükelçiliği, Kanada Büyükelçiliği, Airbnb, Pegasus, TPF gibi Bayer gibi bu süreç içinde Fransız Büyükelçiliği bunların her biri aklıma ilk gelenler üzerinden gidiyorum.
32:02İLO'su, UNFC, UNHC'si.
32:05Yani ben buradan hepsine binlerce teşekkür ediyorum.
32:08Bu sadece benim hemen ilk söylemde aklıma gelenler hatta bazılarını La Lorraine bak şimdi geliyor hemen aklıma.
32:17Bazılarını kabul etmeme durumuna da geldik.
32:20Yani biz bu fon çok büyüdü yönetemeyiz başkalarına dönün.
32:24Çünkü hacmi önemliydi.
32:2610 yerleşke ile yola çıktığımız yerde 31 yerleşke oldu.
32:30Yani şu an 18 ay sahada kaldık.
32:3318 ay boyunca da bu kuruluşlar bize her konuda destek yaptılar.
32:39Ve hiçbir insan onurunu eksik koymayacak şekilde ona yakışır şekilde dizayn edilmiş bir süreçte psikolojik danışmanlık, güvenli kadınlar için şiddetten arındırılmış güvenli merkezler oluşturdular.
32:52Ben bu nedenle özel sektörü çok önemserim.
32:56En şeyi baştan unuttum.
32:58Ünilever ilk etapta biliyorsunuz toplumsal cinsiyet eşitliği kavramından uzak bir yönetim anlayışımız var.
33:05Deprem olduktan sonraki zamanın haftasında biz Ünilever'den PET gönderimini rica etmiştik.
33:121 milyon adet PET'in oraya ulaşması önemliydi.
33:15Çünkü kadınların bu ihtiyacını göz ardı eden yardım kuruluşları var Türkiye'de.
33:20Bunun için de menopoza girse dahi korkudan kanaması olabilecek ya da normal süreç içinde rehbisi olabilecek kadınlar için ilk yaptığımız işte çadır.
33:31Sonra tüm bunların yanında İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Antalya, Adana, İzmit, Mersin, Ankara Büyükşehir Belediyeleri, bizimle beraber İzmir hep beraber bu çalışmanın içinde yer aldık.
33:48Çadır kentlerin içinde yerleşkeler oldu. Sonra farklı konumlarda konteyner kentlere taşındı.
33:54Ben özel sektöre güvenen, yerelin eşitlik herhalde başlar felsefesini desteklediği kurumlarla iş birliği yapıyoruz.
34:01Bu nedenle diyoruz ki bazı konular dayanışarak, taşın altına elini koyarak ve tüm bu bilinci yayma adına da medyanın duyarlılığı çok önemli.
34:12Sesi yükseltmenin en önemli alanlarından biri. Doğruyu, doğru literatüre bağımlı olarak da kelimeler üzerinden de çalışmaları doğru yansıtması önemli açıkçası.
34:25Can Hanım başta biraz bahsettiniz ama ben o konuya bir daha dönmek istiyorum.
34:31Bu kadın yürüyüşlerini, kadının sesinin duyulmasını varilik neden engelliyor?
34:39Güvenlik diye bir bahane atıyorlar ama güvenliği sağlamak onların zaten asli görevi, kendi görevini reddetmiş oluyor.
34:49Yapamayacağını söylemiş oluyor.
34:56Çok çok güzel tespit bu. Yani kendini egale ediyor. Yani burada ben sizin güvenliğinizi sağlayamayacağım.
35:03Şöyle biraz geriye gidelim. Biliyorsunuz Kadıköy Meydanı'nda şiddete uğramış bir kadınım ben aynı zamanda.
35:09Şiddete hayır dediğim için o dönemde arkadaşlarımla on bir kadın arkadaşım da yargılandı.
35:14Bende de ters kelepçe nedeniyle sol omuzumun kası ve sağ bacağımın çapraz bağları falan koptu.
35:21Yani onun acısını da çekiyorum hala operasyonlarla.
35:24Ben her yürüyüşte kadına şiddet olmasın diye toplumsal bir ses yükseltiden kadınlara ya da dayanışan erkeklere şiddet uyguluyor.
35:34İktidarın görevli olduğu, mülki amirleri diye önceden aldıkları tedbirle aslına bakarsanız daha çok sesimiz duyuluyor, bize katkı sunuyor.
35:45Bu açıdan acı çekiyoruz, bir yerlerimiz alınıyor, işte gözaltına alınıyoruz hiç problem değil ama.
35:52Bütün yabancı ve yerli medya organlarında dün akşam bu konu vardı.
35:57Yani bir utanç duvarıydı. Bir de aynı polis arkadaşı, yani eşi de öldürülen, kız kardeşi öldürülen, kızı katledilen de oradaki polis arkadaşlar.
36:07Ya da kendileri son dönemlerde dikkat ederseniz polis arkadaşlardan da kadın cinayetlerine kurban giden arkadaşlar var.
36:15Burada size de bir zararı dokunmayacak ama kamu o kadar çok siyasileşti ki valisi siyasetçi, polisi siyasetçi, kollama göreviyle güvenlik yapmak isteyenlere siyaset yüklüyorsunuz,
36:30sorumlu koyuyorsunuz çünkü yanlış yaptığında görevinden alıyorsunuz.
36:34Belki hani ev geçindirecek, kaynak yaratacak diye düşünmeye çalışıyorum ben.
36:39Çünkü ben de bir memur ailesi çocuğuyum, ben de devlet memurluğu yaptım.
36:43Bize verilen görevlerde yanlışta, ben hatırlarım daha ilk memuriyetin ilk aşamasında bir yanlış yapmam istendiğinde ben yapamam demiştim.
36:52Şerh koymuştum, ailem bana öyle öğretmişti.
36:55O süreçten sonra da bir noktadan sonra ayrılıyorsunuz.
36:59O dönemlerde iş bulma şansınız fazla, kaynak olarak kendinizi geçindirme çeşitliliğiniz var.
37:06Şimdi bu da yok.
37:07Dolayısıyla eğer bir göreve atandıysanız devlet iktidar devleti olmak durumuna geliyor.
37:13En büyük yanlış burada başlıyor.
37:15Koruyamayacağına güvenirken aslında bıraksa sesi belki hiç ses çıkmayacak.
37:20Sade bağıracağız, yolumuza devam edeceğiz.
37:23Ne diyeceğiz?
37:24Oradaki söylediğimize de kadına şiddete hayır, kadına şiddet bir insan hakları ihlaledir, İstanbul Sözleşmesi yaşatır.
37:31Bu kadar yani bunun dışında söylenecek cümle de yok.
37:34Ölmesin, çocuklar istismara uğramasın.
37:37Ben bu konuların yanlış olduğunu düşünmüyorum.
37:40Hadi ben bu olayın içindeyim.
37:42Karşı tarafta da bu anlamıyla kadına şiddeti gelin dövelim, öldürelim, işkence yapalım.
37:47Ya biz cahiliye döneminde canlı canlı mezarlara kurulan kadınlar için bugün yaslar tutuyoruz.
37:53Yani o dönemler neydi diye.
37:54Bugün geldiğimiz noktada 2024'te insansız aracın uzaya gittiği süreçte teknolojinin her bilgiyi,
38:01her haneye, her kişiye ulaştırdığı dönemde neyi kapatmaya çalışıyorsunuz?
38:06Yan yana gelmiş kadınlar mı?
38:08Biz o gün Taksim Meydanı'nda, Diyarbakır'da, Ankara'da, İzmir'de, Adana'da, Mersin'de, Antalya'da, Hakkari'de ses yükseltiriz ama o ses sosyal medyada gümbür gümbür,
38:19hani mikrofonda yatılmış gibi de çoğalır.
38:21Bence engelleme aslında en büyük hatalardan biri.
38:25Bu sürecin geçtiğimiz yıllardan önceden başlayan COVID döneminden beri bir gelenek haline gelmesi,
38:33yürüyüşü yasaklama anayasada var olmasına rağmen eylem kararlılığınızda anayasanızın varlığı önemli.
38:41Ama siz burada diyorsunuz ki izin alınmadı.
38:44İzine gerek yok ki.
38:46Yani izne gerek yok.
38:48Kendi ile çelişen, hatta çelişen şeylerden biri de şimdi aklıma geldi.
38:53Özür dilerim siz sormadan belki söyleyeceğim.
38:57Dün yayınlanan bir kreş, kreş konusu vardı hatırlarsanız.
39:00Biz yıllardır belediyelere eşitlik vermeye başladık.
39:04Kreş açın diyoruz ya ben hatırlıyorum.
39:07Evet 11 yıldır ben Beylikdüzü'nden Ekrem Bey'le tanımadan başladığımız bir süreçte kreş açın seçim bildirgesi kreşti.
39:17Ama sadece Ekrem Bey değil Türkiye'de her değişik değişik partilerle eşitlik yerelde başları çalışıyoruz ya.
39:23Her partiye lütfen kreş açın, kadın danışma merkezi açın.
39:26Çünkü uluslararası sözleşmelerimiz var bizim.
39:29Yine anayasamızda 10. maddenin pozitif ayrımcılık maddesinde devlete bir yük vermiş.
39:36Demiş ki kadın erkek eşitliğini sağlamakla görevlisiniz.
39:40Bu konuda bu eşitlik için yapılmış eylemleri de sorgulayamazsınız diyor.
39:45Yani kendi kendine görevi vermiş devlet zaten.
39:48Bu da merkezi hükümete göreve veriyor öncelikle.
39:52Ama uluslararası sözleşme SEDAN, Birleşmiş Milletler Kadınlara Ayrımcılık Önlenmesi Sözleşmesi de der ki
40:01merkezi hükümetin yapmasının yanı sıra yapılmadığı yerde yerel de inisiyatif almalı.
40:07Yerel de bunları kadınların eşitliği için toplumsal uyumun ve refahın sağlanması adına bunlar yapılmalı.
40:14Yerel'e de bu görev geliyor.
40:16Siz kalkıp diyorsunuz ki sen kreş açamazsın.
40:19Türkiye'de 86 tane devlet kreşi var.
40:22105 tane İstanbul Büyükşehir.
40:24Topladığınızda Türkiye'deki belediyelerle iktidar merkezi hükümetten çok daha fazla kreş var.
40:30Bu ne demek?
40:31Bütün belediyelerin ilk seçimdeki bildirgesinde ortaya koyduğu görev olarak üstlendiği olaydır kreş.
40:39Bu nedenle Milli Eğitim Bakanlığı'nın yaptığı yanlışlar da hakikaten cidden bu ülkede sıkıntılar yaratmaya başladı.
40:47Hem layıklık adına söylem geliştirirken yaptığı yanlışlar hem de bu süreç içindeki kreş yanlışları.
40:53Ben açıkçası Türkiye'nin var olan düzenek içinde merkezi hükümetin görevlerini aksattığı yerde
41:00yerel'in bunları yapmakla mükellef olduğunu düşünenlerdenim.
41:06Ne güzel söylediniz.
41:07Aynı fikirdeyim.
41:08Yusuf Tekin hakkında yani bir Milli Eğitim Bakanlığı'na olarak yakışmıyor yaptığı şeyler ya da kendisi bakanlığa yakışmıyor.
41:20Benim son sorum Canan Hanım.
41:23Siz bundan sonra neler yapacaksınız Kadın Dernekleri ve Kadın Dernekleri Federasyonu olarak?
41:31Ayrıca hükümetten neler bekliyorsunuz ya da belediyelerden bundan sonra?
41:38Geçtiğimiz Ekim ayının ortalarında bir aile bakanlığının daveti olmuştu.
41:44Özellikle bu surdaki katliamdan sonra şiddeti nasıl önleriz diye.
41:48Ben 32 maddelik bir liste verdim Sayın Bakan'a.
41:52Türkiye'de yapılması gereken önleyici politikalar olarak da devreye girmesi aslında atla deve olmayan.
41:58Yani ufacık bir kararlılıkla iki gün üçünde bu 32 maddenin değişimle hayatı değiştireceğine inananlardanım.
42:06Hatta ben 6 ayda Türkiye'de şiddetsiz bir dünya yaratmak mümkün diyenlerdenim.
42:12Bu 32 maddenin içinden bir tanesine itiraz etmişti Sayın Bakan.
42:16Demişti ki ben anayasa mahkemesinin kaldırdığı resmi nikah olmadan dini nikah olmaz maddesi kaldırılmış.
42:25Ve dolayısıyla da çok sayıda 18 yaş 6 kız çocuklarının dini nikahla tecavüze yönlendirildiğini biliyoruz tanıklığımız var.
42:34Burada bu nikahı kıyan hocalara ceza verilmediğini dolayısıyla bu maddenin yeniden düzenlenmesi ve cezai müeyyedenin gelmesini talep etmiştim.
42:43O böyle bir durum olamaz diye kabul ettiği yanlışlık var diye sonra gerçekten bakanlık içinde bunun doğru olduğu ortaya çıktı.
42:51Ve bu konuda ilgileneceğini söylemiştim.
42:53Umut ederim ki diğer 32 maddeninde sadece bakanlık inisiyatifle olmadığını da biliyoruz.
42:59Bunu da buradan söyleyeyim ben.
43:01Hiçbir bakanlığın kendi inisiyatifiyle bir yönetim yapmadığını hepimiz biliyoruz.
43:05Ana merkezi karar organı ideolojik olarak sistematik siyasi güçlülükle şunlar şunlar yapılacak maddelerini çizdiği için de belli adımlar atılamıyor bu nedenle.
43:18O 32 maddelerden biri örneğin yargıda 62-84 sayıda yasanın getirdiği koruma kararlarının sürelerinin kısalıydı.
43:27Koruma kararları 6 ay olabilir.
43:29Kadını şiddetten korumak, ölümden korumak.
43:32Şimdilerde yargıda cezasızlıkla hükmedilen süreçlerde 10 güne kadar indi.
43:38Bununla beraber 4-4-4 sisteminde kız çocuklarının, oğlan çocuklarının ciddi anlamda eğitimden uzaklaştırılması vardı.
43:46Bunların her birinin hayata geçmesi.
43:49İşte medeni kanunun tekeşçilik konusunda, nafaka konusunda söylemlerin yanlış geliştiğine dair cümlelerimiz var.
43:57Kadın bakanlığının ve çocuk bakanlığının kurulması gibi taleplerimiz var.
44:01Bunlar merkezi hükümetten beklediklerimiz.
44:04Sadece merkezi hükümetten bu kadar değil o 32 maddede ama zamanı iyi kullanmak adına en önemlilerini dile getirmiştim.
44:13Etki ajanlığı konusu.
44:15Bugün iktidar ve muhalefetin anlaşarak birlikte yapmaya çalışacağı bu yasal metnin aslında sivil toplumların gazetecilerin dilini keseceğini
44:25ve bu doğru haber alma sürecini etkileyeceğini cezayla, değnekle dedikleri terbiye etme süreci olarak bizim bu dönemde önemsediklerimiz nokta.
44:37Bütün bunlarla beraber yerel yönetimlerin de dün İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı'nın 25 Kasım şiddete karşı eylem planının açıklamasındaydım ben.
44:48Her kelimesinin altına imzamızı kurduğumuz bir İBB gibi belediyelerin deklare etmesi gereken söylemlerdi.
44:56Hem farkındalık hem örneğici politikaları hayata geçirme açısından.
45:01Bu nedenle belediyelerin de bu konuda duyarlılıklarını, danışma merkezleri, şiddetin engellenmesi adına bilgilendirmeleri yapması gerekiyor.
45:10Ama tüm bunların yanı sıra sivil toplum kurumları da çok önemli.
45:14Şöyle dört kişinin yan yana gelip bir Avrupa Birliği projesi almak adına kurduğu dernekler değil, sahada gerçekten bu konunun uzmanı olmuş,
45:23gerçekten bu konuyla ilgili yasal mevzuatların yapımında ve uygulamasında çözüm üretebilecek, doğru, tarafsız ve politika üstü.
45:32Bu çok önemli. Siyasi bir tarafı olmadan devletin sürdürülebilirliğini ve doğru akil kararlar alabilmesini sağlayacak.
45:41Konumlarda da sivil toplum örgütlerinin sözlerine ve seslerine kulak verilmeli.
45:46Çünkü son dönemlerde işte hem Narin'de hem Sıla'da hem Şeyma'da meydana gelen grupların içinde bunu ranta evirmeye çalışacak.
45:57Arkadaşlarım da olayın bambaşka noktalara gitmesi ve kafa karışıklığına sebep oluyor.
46:03Farklı duyumsal ve duygusal, maddi çıkar uğruna yapılan işler olarak geliyor.
46:11Sözün özü olarak şunu söyleyebilirim ki, bizim buradan sonraki yapmamız gereken,
46:17yaptığımız en iyi bildiğimiz işi devam ettirmenin yanı sıra Türkiye'de bir ilki hayata geçirmek istiyoruz.
46:24Kadın Çocuk Yaşam Merkezi, elli odadan oluşacak bir merkezle hem politika üretmek,
46:32hem deprem bölgesindeki arkadaşları depremin bölgesinin dışına alarak yeniden hayata bağlanması adına gayret sarf etmeye çalışıyoruz.
46:41Bizim en önemli özelliklerimizden bir tanesi, örneğici politikalar sunmak.
46:46Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu ayrıca dijitalde istismar konusunu önemli olarak gündemine almış bulunuyor.
46:53Ve Pekin Artı 30 dediğimiz, 94 yılında Pekin'de toplanmış kadın politikaları şiddet konusunda deklarasyon yayınlamış Pekin Artı 30'un Orta Avrupa ülkelerinin sekreteryalarını yapıyoruz.
47:08Üç ana konuyu ciddi anlamda önemsiyoruz dolayısıyla.
47:12Örneğici politikaları getirmek ve aynı anda da bir yan olarak kara para aklamada toplumsal cinsiyet eşitliğinin ana akımlaştırılmasına girmesi için
47:22Uluslararası Arena'da fikir beyan ediyoruz, politika geliştiriyoruz.
47:26Yani bizim için Türkiye'nin içindeki şiddetin önlenmesi, kadın hareketinin dünyayla birleşik halde sürdürülebilir olması,
47:34yeni teknolojilerle beraber daha güçlü, ayağı yere sağlam basan, hayatta umudu olan ve yaşam konusunda sorunu olmayacak bir yaşam biçimi ortaya koymaya çalışıyoruz.
47:47Çok güzel çalışmalar, sizi kutluyorum Cihan Hanım.
47:53İnşallah bir dahaki 25 Kasım'da bunları konuşmuyor, daha güzel çözülmüş olarak konuşuyor oluruz.
48:02Teşekkür ederim.
48:04Ondan önce bir konuşmayı sizinle, sizinle Yaşam Merkezi'nde yapacağız.
48:08Yaşam Merkezi'ne davet edeceğim ve oradaki fikrimiz çok güzel.
48:1225 Kasım'dan önce bir kez daha buluşacağız sizinle, çalışmaları görmeniz, izlemlemeniz açısından.
48:18Ben çok teşekkür ederim bu fırsatı verdiğiniz için.
48:21Görüşmek üzere.
48:24Sevgili T24 izleyicileri, toplumun yarısı kadın ve bu kadınları eve kapattığınız sürece yetişen çocukların mentalitesini, ruh halini düşünün.
48:40Gerçekten kadınlara önem vermemiz lazım.
48:44Kadına şiddeti engellememiz lazım.
48:47Erkeklerin kadınları kendilerinin malı gibi görmesinin sonu gelmesi lazım.
48:53Ve İstanbul Sözleşmesi'nin geri gelmesi demeyeceğim zaten hukuken iptal edilmiş değil, yeniden çalışmaya başlaması lazım.
49:03Herkese teşekkürler.
49:09İzlediğiniz için teşekkürler.

Önerilen