Prof. Dr. Daron Acemoğlu: Demokrasiler için yeni tehdit türedi; seçimle gelen liderlerin hukuk devletini kaldırmaları, muhalefet liderlerini hapse atmaları

  • 6 saat önce
Moderatörlükleri Murat Sabuncu ve Şirin Payzın’ın üstlendiği konferansta, Prof. Dr. Daron Acemoğlu da “gelecek 30 yılda Türkiye ve dünyayı bekleyen ekonomik, demografik ve teknolojik gelişmeler” üzerine bir sunum yaptı, soruları yanıtladı.

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00Bu bölümde konuğumuz MIT Massachusetts Teknoloji
00:06Enstitüsü'nden Profesör Daron Acemoğlu. Kendisini yakından
00:13takip ettiğinizi düşünüyorum. Eee James Robinson'la birlikte
00:16yazdıkları Darkoydor kitabını uzun eee süre konuştuk,
00:20tartıştık, zihnimizi meşgul etti. Bugün özel konuklarımızdan
00:24biri. Eee şimdi sözü kendisine bırakacağım. Eee ondan sonra
00:28sizlerden soruları rica edeceğim. Ama her zaman olduğu
00:32gibi kısa sormanızı ııı rica edeceğim. Bir de Daron Bey'in
00:36anlayabilmesi yani size ııı görebilecek mi o kadar emin
00:39değilim teknolojik açıdan ama kendinizi kısaca tanıtırsanız
00:43isminizi soyadınızı çok memnun olacağız. Ben fazla lafı ııı
00:47uzatmayayım. Otuz yılda Türkiye ve dünyayı bekleyen ekonomik,
00:51demografik ve teknolojik olasılıklar neler? Söz Daron
00:55Acemoğlu'ndan. Hoş geldiniz tekrar Daron Bey. Çok
00:58teşekkür ederiz. Hoş bulduk. Toplantımızda bizimle birlikte
01:01olduğunuz için buyurun size bırakıyorum sözü. Eee Şirin
01:04Hanım ben önce teşekkür ederim. Çok ııı naziksiniz ve aynı
01:08zamanda T24'ün organize ettiği bu ııı çok güzel konferansa
01:13katılabildiğim için, davet edildiğim için çok teşekkür
01:15ederim. T24 şu anda ııı Türkiye'de kalan ııı doğrucu
01:22ııı medyanın ııı en önemli parçalarından bir tanesi ııı o
01:29yüzden ııı sizin yaptığınız konferansa katılabilmek benim
01:33için önemli bir ııı şey. Ne yazık ki ııı uzaktan katılmak
01:37zorundayım. Iıı gelecek ııı yarım saat içinde Türkiye'nin
01:43ve dünyanın ekonomik, sosyal ve politik geleceğini belirleyecek
01:49gelişmeden akımdan bahsedeceğim. Bunları vurgulamak
01:56istememenin nedeni iki türlü. Birincisi ııı gerçekten
02:01bunların Türkiye ve başka gelişmekte olan ülkelerin
02:06gelişmiş olan ülkelerin geleceğini çok önemli bir
02:10şekilde şekilleştireceğini düşünüyorum. Bu konuda zaten
02:15elimizde bayağı da bir ııı bulgu var. Ayrıca bunların
02:21büyük bir bölümü özellikle ilk başta uygulayacağım dört tanesi
02:25Türkiye'de pek tartışılmıyor. Ve bunun önemli bir kayıp
02:31olduğunu düşünüyorum. Bu altı maddede aynı zamanda büyük
02:37tehlikeler getiriyor. Bunlara karşı
02:43hazırlıklı olmak önemli ve hazırlıklı olursanız bunları
02:48fırsata da çevirmek bazen mümkün. Sözü uzatmadan
02:53başlayayım. Birincisi otomasyon, yapay zeka ve
02:59eşitsizlik.
03:02Dünya ekonomisinin son iki yüz elli sene içindeki büyümesinin
03:08en önemli unsurlarından bir tanesi teknolojik gelişmeler.
03:12Şu anda gelişmekte olan olsun, gelişmiş olan ülke olsun,
03:17ülkelerin nüfusları bundan iki yüz, üç yüz sene önce
03:21yaşayanlara göre çok daha fazla rafaha, çok daha fazla
03:24sağlığa, çok daha fazla üretkenliğe sahipler. Ama
03:28teknoloji aynı zamanda zorluklar yaratıyor,
03:33eşitsizlikler yaratma kapasitesi var. Özellikle son
03:37kırk sene içinde dünya ekonomisinin teknolojisi daha
03:41çok otomasyon yönüne devam etmeye başladı. Yani bu ne
03:46demek? Yeni teknolojiler iş işçinin üretkenliğini
03:53arttırmaktan çok kapitalin makinelerin işçilerin daha
04:00önce yaptığı işleri yapmasına yol açıyor. Bu tür
04:04teknolojiler eşitsizliğe büyük etkide bulunabilir ve doğru
04:10bir grumsal yapı içine yerleştirmezseniz otomasyonun
04:19negatif etkileri gayet kuvvetli olabilir. Otomasyonu
04:23ilk başta tabii ki ııı değişik şekillerde gördük.
04:27Ofislerde robotlarla ya da başka makinelerle özellikle
04:32bin dokuz yüz yetmişlerden seksenlerden sonra ve şimdi
04:35yapay zeka bunun yeni bir alanı haline geliyor. Benim örneğin
04:42Amerika'da yaptığım araştırmalar Amerika'daki son kırk
04:46sene içinde gayet yüksek bir şekilde artan eşitsizliğin
04:50yüzde ellisinden çoğunun otomasyonla ilgili olduğu
04:53konusu. Otomasyon aynı zamanda büyük fırsatlar yaratıyor
04:58tabii. Doğru bir ııı şirketsel ya da kurumsal yapı içinde yer
05:04alırsa üretkenliği artma arttırma olasılığı var. Ama
05:10aynı zamanda eşitsizliğe ve işçilerin ııı iş
05:15olanaklarına olan etkilerine hazırlıklı olmak lazım. Bir
05:19açıdan gelişmiş olan ülkeler Amerika Avrupa'nın bir bölümü
05:23buna hazırlıksız yakalandı. Şu anda bunlardan bahsettiğimiz
05:29zaman gelişmekte olan ülkeler orta gelir sınıfına giren
05:35ülkeler Türkiye gibi sanki bunların kendilerini etkileyen
05:40akımlar olmadığını düşünüyorlar. Sonuçta Türkiye'de
05:43çok az robot var. Sonuçta yapay zeka şu anki Türkiye'nin
05:47en önemli problemlerinden bir tanesi değil. Oysa ki aslında
05:52bu gelişmeler Türkiye'yi, Hindistan'ı, Güney Afrika'yı çok
05:58derin bir şekilde etkileyecek. Niye? Çünkü şu anda bunların
06:02başındayız. Bunun iki türlü direkt ve en direk etkisi
06:06olacak. Birincisi direk olarak bu teknolojiler tabii ki
06:09Türkiye'ye de gelecekler özellikle Türkiye sanayisine
06:12gelecekler özellikle Türkiye ofislerine gelecekler ve
06:14gelmeye başladılar bile. Ikincisi daha da önemlisi
06:17uluslararası iş bölümünü etkileyecekler. Yani daha
06:23önceden ihracata yöneli iş gücünü kullanan, gelişmekte
06:28olan ülkelerin bunu yapmaları çok daha zorlaşacak. Birçok
06:31ülke Çin ve otomasyon arasında sırışmış bir şekilde kalacak.
06:35Ve bunu hazırlıklı olmayan ülkeler için özellikle ihracat
06:40ve katma değerlerinin en yüksek olduğu alanlarda sıkışınca
06:45bunun gelirlerine ve uluslararası ııı dengelerine
06:51büyük bir negatif etkide olması mümkün. Ikinci olaya gelelim.
06:56Aslında bir sürü paralel göreceksiniz burada. Iklim
07:00değişikliği. Iklim değişikliği şu anda dünyanın dünya halkının
07:08geleceğini tehdit eden çok önemli bir unsur. Bu konuda
07:13artık herhalde herkes hemfikir birkaç ııı ufak şey dışında.
07:23Ama iklim değişikliğine karşı hazırlıklı değiliz. Özellikle
07:29orta gelir düzeyinde olan ülkeler hiç hazırlıklı değil.
07:34Iklim değişikliğinin birkaç tane çok derin etkisi olacak.
07:41Bunlardan bir tanesi tabii ki iklim değişikliği oldukça
07:44ülkelerin tarımı tarımda yapabilecekleri şeyler,
07:49üretgenlikleri, yapmaları gereken ııı kullanmaları
07:53gereken tohum şekilleri bunların hepsi değişecek. Sanayinin
07:56yapısı değişecek. Şu anda yaptığımız ııı araştırmalar
08:02bunu yapabilen ülkelerin şimdiden yavaş yavaş çok daha
08:06verimliliğe vardığını yapamayanların ise
08:09verimliliğinin düştüğünü göstermeye başladı bile. Daha da
08:13önemlisi iklim değişikliğine karşı yeni teknolojilerin
08:20geliştirilmesi ve o yeni teknolojilerin kullanılması çok
08:24büyük bir avantaj sağlayacak bazı ülkelere. Özellikle yeşil
08:31teknolojiler güneş gücünü rüzgar gücünü kullanan
08:35teknolojiler konusunda ne kadar erken yatırımda bulunulursa
08:40bunun gelecek otuz kırk sene içindeki gelişme potansiyeline
08:49etkisi çok büyük olacak ve aynı zamanda tabii ki dünyanın ııı
08:52iklim değişikliği konusundaki önünde olan çok büyük engelleri
08:57de aşmasına yardım edebilir. Ama eğer bakarsanız birçok orta
09:01ııı gelirli ülke gelişmekte olan ülke bu konularda yatırımda
09:08çok gerideler. Ve bu yatırımların yapılmaması gelecek
09:13otuz sene için büyük bir problem yaratacak. Üçüncü unsursa
09:19iklim değişikliğiyle ilgili olarak iklim değişikliğinin
09:23yaratacağı etkiler özellikle dünyanın bazı bölümlerindeki
09:26Türkiye bunlardan çok uzak değil. Hem iç savaş hem çok
09:32korkunç mülteci problemleri yaratma olasılığı var. Bazı
09:36ııı eksperler gelecek yirmi beş otuz sene içinde beş yüz
09:41milyonun üstünde mülteci olabileceğini düşünüyorlar.
09:44Bunlar birçok yörel ekonomiyi çok derin olarak sarsacaklar.
09:50Yani şu anda zaten Suriye ve Irak Savaşı'ndan gelen
09:53mültecilerin hem Avrupa'yı hem Türkiye'yi ne kadar değiştirdiğini
09:57ve çok birçok problem yarattığını görüyoruz. Bundan
10:00çok daha büyük bir mülteci problemiyle karşılaşma
10:03durumundayız büyük olasılıkla. Yine burada hazırlıklı olmak
10:09en önemli unsurlardan bir tanesi. Ama eğer bakarsanız ne
10:13Türkiye ne başka gelişmekte olan ülkeler bu konuda hazır
10:17değiller. Üçüncüsü demografik gelişmeler. Nüfusların yaşının
10:25artması, yapısının değişmesi. Bu da dünya ekonomisini çok
10:31hızlı bir şekilde sarsacak bir şey. Afrika dışındaki dünyanın
10:36hemen hemen her yerinde nüfus çok daha yaşlı bir hale
10:39gelecek. Örneğin bir ülkeden örnek vereyim Güney Kore. Bin
10:43dokuz yüz seksen senesine bakarsanız Güney Kore'de yüzde
10:47elli yaşın üstünde olan nüfusun sayısı yüzde yirminin altındaydı.
10:52Şu anda yüzde altmışa gelmiş durumda. Çok hızlı bir şekilde
10:59yaşlanan ülkeler buna ayak uydurmak zorundalar ve ayak
11:05uyduramazlarsa büyük ekonomik ve sosyal çöküşe yol
11:12açabilirler. Güney Kore ne yaptı? Aslında Güney Kore bu
11:16konuda başarılı olan örneklerden bir tanesi. Güney
11:20Kore'nin ihracatlarına bakarsanız birçok açıdan iş
11:27gücüne bağlı sektörlerdeydi. Örneğin ııı çelik, kemik ııı
11:34kimya, araba. Ve çok hızlı yaşlanan bir nüfusla eğer hızlı
11:43bir şekilde teknolojiye doğru teknolojiye yatırımda
11:46bulunmasaydı Güney Kore'nin ekonomisi çok büyük bir
11:51durgunluğa girerdi. Ama yaşlanma süresi içinde Güney
11:55Kore aynı zamanda ııı yeni teknolojilere çok hızlı bir
11:58şekilde yatırımda bulunabildiği için aslında bu
12:04biraz önce söylediğim alanlardaki ihracatını
12:07azaltmak yerine arttırmak durumuna geldi. Eğer büyüme
12:12hızına bakarsanız Güney Kore'nin büyüme hızı iki
12:15binden sonra arttı. Ama birçok ülke Türkiye'de dahil olmak
12:22üzere bu konuda tamamen hazırlıksız. Türkiye şu anda
12:26hala genç bir nüfusa sahip ve eğer şu anda Türkiye'nin
12:30ekonomisi ayaktaysa bu genç nüfustan dolayı. Niye? Çünkü
12:32genç nüfus iki şey yaratıyor. Birincisi girişkenlilik.
12:36Türkiye acayip, girişken bir ekonomiye sahip. Yeni
12:41yatırımlar, yeni dükkanlar, yeni ııı şirketler ve aynı
12:46zamanda büyük bir iç talep. Bu iç talep ve gelişkenlilik
12:51önümüzde belki bir yirmi sene daha var. Ondan sonra biz de
12:55Güney Kore, Japon, Almanya, Fransa gibi yaşlanmaya
12:58başlayacağız. Ve bu yirmi sene içindeki olan fırsatı
13:02kullanmak ve yirmi sene sonraki çok daha değişen yaş yapısına
13:06göre bir hazırlıkta bulunmak lazım. Yine bu hazırlıkta
13:11değiliz. Bu demografik yapının bir yönü daha var. Onu zaten
13:18söyledim ama bir daha uygulamak istiyorum. Iklim değişikliği
13:23yüzünden ve başka savaşlardan yüzünden yine görüyoruz ııı
13:27ııı Burma'da ııı Suriye'de, Irak'ta mülteci problemleri de
13:35demografik yapıyı değiştirecekler. Almanya'da şu
13:39anda ııı gençlerin çok büyük bir bölümü mülteci çünkü Almanya
13:43hızlı bir şekilde yaşlanan düşük sayıda çocuk yapan bir
13:47olduğuna göre yeni gelen mültecilerin yaş durum yaş
13:54ortalamasında çok düşük olduğu için ııı değişik bir demografik
13:57yapıya getiriyor. Yine buna hazırlıklı olmak lazım. Türkiye
14:01tabii ki Almanya değil yapı olarak ııı ama ııı Türkiye'nin
14:06de mülteci problemi artabilir. Bu da değişik bir demografik
14:10yapı getirecek. Yani yaşlanan bir ııı Türkiye'de doğan bir
14:14kesim ama daha genç bir mülteci kesim. Dördüncü akım.
14:22Belki bunlar söylediğim üç tanesi kadar önemli ama daha
14:27değişik, daha zengin bir şekilde, belki de daha zor bir
14:30şekilde. Demokrasi. Demokrasi bizim hepimizin saygı duyduğu
14:38hatta tek ııı olanak olarak gördüğümüz bir sistem gelecek
14:43için. Benim yaptığım ııı senelerce yaptığım araştırmalar
14:48aslında demokrasinin büyümeye çok büyük etkisi, pozitif
14:52etkisi olduğunu gösteriyor. Yani Türkiye'de bazen ııı
14:55gazeteler demokrasinden şikayet etseler bile aslında
14:59demokrasinin nimeti bir tek halkın yönetime katılmasından
15:06değil. Aynı zamanda demokratik ülkeler sağlığa daha fazla
15:10yatırım bulunuyorlar. Özellikle az gelişmiş kesimin
15:14eğitiminde daha fazla etkinler vergileri daha çok arttırıyorlar
15:19ki bu ülkelere bakarsanız vergi ııı eksikliği aslında ııı çok
15:25büyük bir problem. Ve aynı zamanda ekonominin büyümesini
15:30sağlıyor. Ve son altmış sene içinde demokrasi dünyanın
15:37hepsinde çok değişik bir ııı gelişimden geçti. Bin dokuz yüz
15:44yetmişte dünya ülkelerinin üçte biri demokrasiydi. Ve
15:50özellikle ııı İspanya, Portekiz ve Yunanistan'daki askeri
15:56rejimlerin düşmesinden sonra bazı politik ııı siyasi
15:59bilimcilerin üçüncü demokrasi akımı dediği bir periyot
16:03başladı. Bunun ortasında Berlin duvarı düştü. Başka bazı
16:10politikacı ııı siyasi bilimciler Francis Fukuyama gibi
16:14tarihin sonu geldi. Artık demokrasiye karşı ııı rekabet
16:18verecek başka bir sistem kalmadı. Gibisinden bir
16:22açıklamalarda bulundular. Gerçekten de bin dokuz yüz
16:24yetmişlerin sonlarından iki bin beş senesine kadar bakarsanız
16:30büyük bir demokrasi akımı yer aldı dünyada. Üçte birden iki
16:38bölü üçe çıktı dünyadaki ülkelerin demokrasi olan
16:42sayısı. Daha da önemlisi belki de demokratik olan ülkelerin bir
16:47çoğunun demokratik kurumları daha da derinleşti. Ama iki bin
16:55beş iki bin altıdan başlayarak bunun tam tersi bir akım
16:58görüyoruz. Bunun zıttı olan bir gelişmeye girdik. Iki bin
17:04altı senesinden beri dünyanın her tarafında demokrasiler
17:08zayıflaştı. Demokratik kurumlar daha çok zayıflaştılar.
17:12Demokrasilerin sayısı azaldı. Bir tek Türkiye'de değil,
17:17Türkiye'nin demokrasi krizi var şu anda. Çok derin. Ama bir
17:22tek Türkiye'de değil. Bir tek Türkiye sanki bir istisna gibi
17:26düşünmek doğru değil. Hatta Türkiye'yi bu gelişen dünya
17:32akımının içinde görmek lazım. Aslında Türkiye bu konuda
17:37tamamen tipik bir örnek. Dünyanın her tarafına bakarsanız
17:41gördüğünüz şey şu. Eskiden demokrasiye karşı tehdit
17:45gelirse ki vardı tabii ki diyorum. Iıı bir tek dünyanın
17:49üçte biri demokratik haldeydi. Ama bu tehditler çoğu zaman
17:53askerlerden ya da darbelerden geliyordu. Iki bin beş, iki bin
17:59altı senesinden beri darbe bayağı az. Onun yerine başka
18:04bir tehdit görüyoruz dünyada. Demokrasiye karşı. Medya
18:08özgürlüğüne karşı. Seçimle iktidara gelen liderlerin
18:14giderek kendilerini kısıtlayan hukuk devletini ortadan
18:19kaldırmaları. Muhalefet partilerini ortadan
18:22kaldırmaları. Muhalefet liderlerini hapse atmaları.
18:27Büyük bir kutuplaşma. Yalan medyası. Yani birçok doğru
18:37olmayan, sansasyonel ya da tamamen halkı ııı kafasını
18:42karıştırma üzerine kurulu ııı haberlerin dolaşması ve bu
18:48demokratik politikanın uygulanmasını zorlaştırması.
18:52Bunları dünyanın her tarafında görüyoruz. Brezilya'da,
18:55Amerika'da, Filipinler'de, Hindistan'da, Macaristan'da,
19:02Türkiye'de. Ve problem şu ki
19:10demokrasinin zayıflaşmasının nedenini aslında sosyal
19:14bilimciler hala anlamış değiller. Yani bundan önce
19:18uyguladığım üç unsur, üç gelişme aslında anladığımız
19:22şeyler. Ne ne getireceklerini daha çok anlayabiliyoruz.
19:27Karşısında ne yapmamız gerektiğini daha çok
19:29anlayabiliyoruz. Demokrasi konusuna gelince bu demokrasi
19:36zıttı giden akımın nereden geldiği konusunda bir fikir
19:41fikir ııı anlaşması yok. Bazıları eşitsizlikten
19:46bahsediyor. Bazıları kuru küreselleşmeden bahsediyor.
19:53Bazıları sosyal medyadan bahsediyor. Ama şu anda
19:58bildiğimiz şu ki demokrasinin gelecek için olan önemi
20:03aslında her zamankinden daha fazla. Çünkü şu ana kadar
20:06verdiğim diğer vurguladığım diğer ııı akımlar aslında
20:15demokratik politikanın olmadığı yerlerde çözüm
20:20getirilmesi çok daha zorlaşıyor. Otomasyon ve
20:22eşitsizlik. Demokrasik olmayan ülkelerde eşitsizlik konusunda
20:26ya hiçbir şey yapmıyorlar ya da yapamıyorlar. Iklim
20:29değişikliği. Iklim değişikliği toplumun tabandan başlayarak
20:37çözmesi gereken bir problem. Ve yaşlanan nüfus yine çok daha
20:44değişik sosyal bir anlaşmayla ııı karş karşısında durmamız
20:49gereken çözüm getirmemiz gereken bir akım. Yani
20:54demokrasinin çökmesi gelecek için çok büyük bir tehdit ve
20:57anlamamız bunu daha da karmaşık bir hale getiriyor. Son iki
21:02vurgulayacağım şey biraz daha Türkiye'de ııı tartışılan
21:08akımlar. Ama yine de bence yeterince doğru tespitlerde
21:15bulunulmuyor, yeterince vurgu yok bu konularda. Beşincisi
21:20dünya jeopolitik dengelerinin yeniden yapılması. Aslında bu
21:26demokrasinin çöküşüyle belki de biraz örtüşüyor. Bundan seksen
21:33sene öncesinde giderseniz önce soğuk savaş, ondan sonra soğuk
21:37savaşın bittiği bir dönem dünya jeopolitik yapısını
21:43belirlemişti. Bu iki dönem içinde de ııı Sovyet bloğunun
21:50bir parçası olmayan ülkeler hızlı bir şekilde
21:53küreselleştiler ve ııı bir şekilde yeni kurumlarla
21:58Birleşmiş Milletler olsun ııı Dünya Sağlık Örgütü olsun
22:02Uluslararası kooperasyon getirmeye çalıştılar.
22:09Küreselleşme her ne kadar bazı negatif şeyler getirse de bu
22:14jeopolitik dengenin en önemli unsurlarından bir tanesiydi ve
22:17birçok gelişmekte olan ülke için de çok büyük bir ııı büyüme
22:21fırsatı yarattı. Güney Kore'den bahsettim örneğin ya da
22:26Japonya ya da Tayvan hatta Türkiye küreselleşme olmadan
22:30ııı bin dokuz yüz elli altmış yetmiş seksen devredeki
22:35büyümelerini sağlayamazdı. Şimdi bu jeopolitik sistem
22:39tamamen değişmek üzere. Şu an küreselleşmenin geri adım
22:47attığını görüyoruz. Bence bu başlangıç. Bu kısa süreli bir
22:51şey değil. Çok daha az ve çok daha değişik küreselleşmiş bir
22:55dünya göreceğiz. Ve şu anda Çin ve Amerika arasındaki olan
23:02rekabetin ise kısa süreli bir şey olmadığını artık herhalde
23:05birçok insan anlamaya başladı. Ve bunun iki tane daha unsuru
23:11var. Birincisi demokrasi. Çin başta olan Komünist Parti'nin
23:22kontrolünü sağlayabilmek için demokrasi hareketini öldürmek
23:27zorunda. Bunu en net bir şekilde Hong Kong'da gördük.
23:31Kimsenin beklemediği ama aslında beklemesi gereken bir
23:34hızla ııı çok ııı aktif olan bir demokrasi hareketini iki buçuk
23:39sene içinde Çin Partisi ve ııı polis ortadan kaldırdı. Şu anda
23:49Çin'de sosyal medyada olsun, internette olsun, şahsi olarak
23:52öğrencilerin ya da gençliğin ya da işçilerin organizasyonlarında
23:56olsun olan kontrol ve baskı ııı düzeyi dünyanın başka hiçbir
24:04yerinde şu ana kadar görülmüş bir şey değil. Yani Sovyet ııı
24:07birliğinin en baskıcı zamanını da birden çok aşmış bir durumda.
24:14Ve bu durumda gelecek jeopolitik dengeler bir tek Çin Amerika
24:19arasında olan çatışmadan değil aynı zamanda demokrasi ve
24:23demokrasi karşıtı olan sistemler arasında da olacak. Ve aynı
24:28zamanda başka bir gördüğümüz unsur ise ki belki de bu
24:30demokrasinin zayıflığıyla da ilgili dünyanın her tarafında
24:34milliyetçiliğin geri gelmesi. Küreselleşmeyle beraber ııı
24:40bazı ııı analistlerin düşündüğü milliyetçilik zayıflayacak ya
24:44da belki ııı niteliğini değiştirecek gibi bir şey
24:48vardı. Ama aslında birçok ülkede görüyorsunuz ki
24:51küreselleşmeye tepki olarak ve özellikle küreselleşme,
24:56otomasyon, başka teknolojilerin getirdiği eşitsizliğe belki
25:00tepki olarak milliyetçilik çok hızlı bir şekilde kuvvetlendi.
25:06Ve bu da jeopolitik dengeyi çok daha değiştirecek çünkü
25:10milliyetçiliğin kuvvetlendiği yerde uluslararası kooperasyon
25:14çok daha zor olacak. Ama geleceğe bakarsanız pandemiler
25:17olsun, iklim değişikliği olsun, dünyanın kutuplaşmış ııı
25:22ilişkileri olsun, kooperasyon çok daha önemli bir hale
25:25gelir. Yani bu durumda dünyanın gelecek otuz kırk
25:28sene içinde bizi sıkıştıracak bir durumu var. Kooperasyon
25:31daha önemli hale gelmesine rağmen o kooperasyonu yapacak
25:37kurumlarımız zayıf ve o kooperasyonu yapacak demokratik
25:41ülkeler olsun, yarı demokratik ülkeler olsun, onları
25:45milliyetçilik ııı ekseninde kooperasyondan uzaklaştıran
25:50akımlar var. Bu hem çok tehlikeli hem buna çok
25:54hazırlıklı olmamız gereken birçok unsuru olan bir gelişme.
26:00Son olarak ise kredi olayından bahsetmek istiyorum.
26:08Dünya son yirmi beş sene içinde daha uzun zaman benim
26:19bildiğim zamanın içinde daha önce görmediğimiz bir ııı
26:24uluslararası kredi bolluğuyla yaşadı. Dünya faizlerinin çok
26:30düşük olduğu ve özellikle ııı Çin'den gelen Orta Doğu'dan
26:37gelen yatırım yapmak için aç olan bir sermaye birikiminin
26:44olduğu bir dünyaydı. Ve bu kredi bolluğu yeni bir büyüme
26:52stili geliştirdi birçok ülkede. Çin'de, Türkiye'de, Güney
26:57Afrika'da, Hindistan'da. Inşaat, altyapı ve
27:06çok yüksek derece ama verimliliği düşük yatırımların
27:13büyümeyi ittiği bir dönem. Buna ben geçmiş yaptığım
27:20çalışmalarda düşük kaliteli büyüme dedim. Düşük kaliteli
27:26çünkü birincisi üretkenliği arttırmıyor, inovasyon, yeni
27:31fikirlere o kadar bağlı değil. Ve ve aynı zamanda
27:41uzun vadeli sürekliliği olmayan bir büyüme şekli. Ama kredi bol
27:52olduğu, faizlerin düşük olduğu sürece bu büyüme sisteminin
27:58zorluklarını görmedik. Türkiye görmedi, başka gelişmekte olan
28:02ülkeler görmedi. Ama bunun sonu geleceği belliydi. Ve şu anda
28:07buna başlamış durumdayız. Enflasyon olmasa bile faizlerde
28:16artış olmaya başlamıştı. Ve bu krediyle olan büyüme sistemindeki
28:22tıkanmayı iki bin on dokuzda bile görebiliyorduk. Ama
28:28özellikle global enflasyon problemi arttıkça faizlerin
28:32hem Amerika'da hem Avrupa'da arttığını görüyoruz. Çin'de
28:36artık krediyle büyümenin son noktalarına gelindiği de artık
28:41aşikar. Ve bu demek şu. Krediyle büyürken içinde hem
28:51inşaat sektöründe olsun hem başka sektörlerde olsun verimsiz
28:54yatırımlarla dolu hale gelen birçok ülke birçok şirket önce
29:01bunu temizlemek ve yeni bir büyüme stratejisi bulmak
29:04durumunda. Ama birçok gelişmekte olan ülkeye bakarsanız ve
29:08özellikle Türkiye'de biraz bu konuda bir anlayış var ama buna
29:13yeni bir strateji geliştirme yok ve hatta bazı yerlerde hala
29:18krediye bağlı olarak büyüme çabası devam ediyor. Bazen
29:22seçim ekonomisi ııı çapısı ııı yapısı altında. Ve eğer bu yeni
29:31strateji arayışına zamanında başlamazsak sonradan bunu
29:36yapmak çok daha zor olacak. Çünkü verimsizlikler, bilanço
29:40problemleri daha da artacak. Ve stratejik olarak yapılması
29:45gereken yeni teknolojiler, yeni yatırımlar, yeni anlayışlar
29:48daha da geç kalacak. Bu da benim vurgulamak istediğim
29:53altıncı unsur. Bu altısını seçmemin nedeni çok inanıyorum
30:02ki gelecek otuz sene içinde Türkiye'nin geleceğe bu altı
30:07akıma gelişmeye nasıl yanıt geliştirdiğimizin bir parçası
30:13olarak belirlenecek. Eğer bunları göz önünde göz ardı
30:19edersek bence Türkiye'nin uzun dönemli, uzun vadeli
30:23gelişmesini tehdit edecek bir şey. Ama aynı zamanda burada
30:26fırsatlar var. Iklim konusunda, demografik değişim konusunda,
30:30kredi konusunda yeni yapılar geliştirme. Hatta demokrasi
30:33konusunda. Çünkü demokrasi konusunda ise yeni demokratik
30:37tapandan başlayarak demokrasiyi gerçek haline
30:43getirebilecek akımlar, ülkeler çok daha başarılı
30:46olabilirler. Bu yüzden bu tehditleri fırsat haline
30:50getirmenin ilk unsuru bunları anlamak, bunlar için
30:53hazırlıklı olmak. Ben burada duracağım ve sizin sorularınıza,
30:58yanıtlarınıza, yorumlarınıza açığım. Çok teşekkürler.
31:03Daram Hocam orucuna çok teşekkür ediyoruz. Şimdi sizlerden
31:07gelen soruları alacağım. Eee Hasan Cemal'i görüyorum. Hasan
31:12Cemal'i lütfen bir mikrofon. O ikinci bir soruyu daha alacağım.
31:16El kaldırırsanız mikrofonu arkadaşlarımız hazırlasınlar. Eee
31:20beyefendi kaldırdı, oraya da mikrofon. Önce Hasan Cemal,
31:23buyurunuz. Eee ben Hasan Cemal T yirmi dörtten gazeteci.
31:29Türkiye'nin çok derin bir demokrasi krizi olduğunu
31:33söylediniz. Buna özellikle vurguladınız. Eee bu krizin
31:38Türkiye'de aşılması, demokrasi krizinin çözülmesi, aşılması
31:44konusunda Türkiye'de muhalefete ne kadar umut bağlıyorsunuz? Onu
31:52sormak istedim. Teşekkür ederim. Buyurun. Çok çok
31:56teşekkürler. Iıı tamamen doğru ııı yorum ve tamamen doğru
32:02sorum. Şöyle söyleyeyim. Muhalefete umut bağlamazsak
32:09kime bağlayacağız? Başka hiçbir çözüm yok. Problem de şu ki
32:15yine demokrasiye karşı olan tehdidin niteliğinden gelen bir
32:20zorluk var. Askeri rejimler ne kadar popüler bir şekilde başa
32:26gelseler bile Latin Amerika'dan gördük Türkiye'den gördük bunu.
32:29Bir iki sene içinde onlara karşı olan genel toplumsal bir
32:37muhalefet ortaya çıkıyor. Ve bu muhalefet herkes aynı fikirde
32:42değil. Solcuları vardı, savcıları vardı, liberalleri
32:44vardı. Ama bunları bir araya getiren ortak bir nokta vardı.
32:49Askerler gitsin daha ııı teknokratik bir ııı anlayış
32:55yapan ama demokratik olan bir ülke gelsin şey ııı yönetim
32:58gelsin gibi. Şu anki Türkiye'nin demokrasi krizi bir
33:04çok başka ülkede olduğu gibi Brezilya'da örneğin görüyoruz.
33:07Kutuplaşma ile beraber geldi. Kutuplaşmayla beraber geldiği
33:12zaman toplumun bir aynı dilden konuşarak kurumlarını yeniden
33:19kurmaya çalışması ya da despotları dur demesi çok daha
33:23zor bir hale geliyor. Ve kutuplaşan ülkelerde muhalefet
33:30de daha kötü çalışmaya başlıyor. Ama muhalefetten
33:36başka da bir çaresi yok. Çünkü kesinlikle bir yukarıdan gelen
33:44bir ben ne bileyim bir elitler olsun bir askerler olsun
33:48gelecekler de demokrasiyi kurtaracaklar böyle bir şey yok.
33:52Kurumlar da zaten ülkenin toplumun dışından gelen şeyler
33:58değil. Başarılı kurumların tabandan gelişmesi lazım. Bu
34:04durumda tabii ki en büyük problemlerini göz ardı etmeden
34:07muhalefetten başka ııı umut bağlayacağımız bir şey yok. Tabii
34:12toplumun kendisi var. Ama muhalefette onun sesini ııı
34:17kanalize eden ııı unsur olarak almak zorunda. Buyurun. Eee
34:26Daran Bey merhabalar. Ben TV5 televizyondan Kazım Kazımov. Eee
34:30altı başlık saydınız aslında bu başlıkların hepsi eee tüm
34:33insanlığı tehdit ediyor ve küresel bir mücadeleye
34:35gereklenen eee başlıklar. Ancak baktığımızda hem gerekse BMGK
34:40gibi yani Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu'ndaki beş daim
34:42üyeden ikisi bugün dünyayı tehdit eder güçte ve yine aynı
34:45zamanda G yirmi içerisinde ya antidemokrat ya da demokrasi
34:48krizi yaşayan ülkeler var. Eee yani küresel bir şu an
34:52mücadele söz konusu değil. Ama eee küresel bir mücadeleye
34:55verilmesi için sizce hangi adımlar atılması lazım? Yani
34:59yeni bir lig mi oluşturulmalı yoksa onlar mı demokratik
35:02geliştirilmeli önce? Teşekkür ederim. Çok güzel bir soru. Çok
35:06çok önemli bir soru. Ne yazık ki güzel bir yanıtım yok. Çünkü
35:10problem şu ki biraz önce ııı söylediğim, urguladığım üzere
35:15milliyetçilik ve dünyanın kutuplaşması ülkeler arasında
35:21kutuplaşması aynı zamanda yeni kurumların üretilmesini de çok
35:25zorlaştırıyor. Yani sorunuzun ııı saklı manası tamamen
35:33katılıyorum. Dünyanın kurumlara ihtiyacı var. Uluslar
35:36üzeri kurumlara ihtiyacı var. Örneğin pandemide bunu gördük.
35:40Eğer pandemide ııı dünya sağlık örgütü çok daha bağımsız,
35:44özel ve kuvvetli bir kurum olsaydı belki bugün ııı bir
35:48milyon daha insanın hayatta olurdu. Ya da beş yüz milyon
35:52insan hayatta olurdu. Ama uluslararası sağlık örgütü
35:56her aşamada başarısız oldu. Önce Çin'den gelen virüsün
36:04doğru vakitle dünyaya ııı bilgilendirmedi. Sonra aşılar
36:11konusunda gelişmekte olan ülkelere aşı ııı iletişimini
36:15yapamadı. Ve hatta gelişmiş olan ülkeler için bile onun
36:22vermesi gereken ekspertiz tamamen eksikti. Birleşmiş
36:28milletlere bakarsanız buradaki problem çok daha ciddi çünkü
36:32uluslararası ııı ülkeler arasında olan savaş gibi
36:37tehlikeleri ortadan kaldıracak bir kurum olması lazım. Yine
36:42tamamen zayıf, özelliği eksik. Dünya Ticaret Örgütü'ne
36:46bakarsanız şu anki birçok globalizeşmenin problemi aslında
36:50dünya ticaret örgütünün doğru bir ııı kurumsal yapı
36:54kurmamasından başlıyor. Aslında burada çok büyük ııı adım
37:00ileriye adım atılacak şeyler var. Ben ııı her zaman umudumu
37:06belki bir bir aşamada iklim krizinin ciddiyetini dünya
37:11anlayacak ve iklim krizi çevresinde belki uluslararası
37:15kooperasyona geçecek. Ya da gelişmekte olan ülkeler
37:18milliyetçiliği birazcık bir atayama bırakıp dünyanın
37:23teknolojik gelişmeleri, otomasyon ve yapay zeka gibi
37:27şeylerin gelişmekte olan ülkeleri olan etkilerini
37:29anlayabilecekleri için bu konuda çok daha iyi organize
37:32olmaları lazım. Bunu anlayacaklar. Yani Türkiye'nin
37:35Hindistan'la ııı İndonezya'yla kooperasyona girmesi lazım ki
37:39biz dünya geleceğinin ııı dünya teknolojisinin geleceğine nasıl
37:43bir etkide bulunabiliriz? Ama şu anda bu ülkelerin hepsi kendi
37:49üzeri içlerindeki demokratik krizinden ve milliyetçilik
37:51dolayından olayından dolayı olarak böyle bir kooperasyona
37:55girmeleri mümkün değil ne yazık ki. Çok teşekkür ederim.
37:59Buyurun.
38:01Kim mi acaba? Iıı ismim Ümit Ero. Iıı size bir şey sormak
38:07istiyorum Aslan Aslanbey'in sorusuyla bağlantılı başka ııı
38:10bu katılımcıları da sormak istiyordum. Iıı muhalefetin ana
38:15muhalefetin ııı temsilcilerinin, liderinin sizinle görüştüğünü
38:20de gazetelerden biliyorum. Iıı buradaki aslında pek çok ııı
38:24katılımcı da daha doğrusu paneliste ııı muhalefetle ve
38:28diğer siyasi partilerle bir ilişkisi olduğunu biliyorum. Bu
38:33görüşmeler sadece sizce sadece bir görüşme mi yoksa sizin yani
38:36umutlanmak istiyorum. Bunlar dikkate alınıyor mu? Ekonomi
38:40hakkında ııı Hakan Bey'in ııı görüşleri ııı Uğur Bey'in
38:44görüşleri sizin görüşleriniz sizce dikkate alınıyor mu? Iıı
38:49umutlanmalı mıyız? Iıı bu bu bilgilerden ııı yararlanacaklar
38:54mı? Yararlanmanız da lazım tabii ki de yararlanacak mı
38:58sizce? Ben kendim için konuşmayayım çünkü ben
39:02yurt dışındayım ve ııı Türkiye'ye olan ııı Türkiye
39:07konusunda olan gelişmeleri ııı bir Hakan Bey ya da Uğur Bey
39:12kadar iyi takip edemiyorum ama ııı böyle eksperler varken
39:17tabii ki benim en büyük umudum onların bilgi ııı
39:21bilgilerinden, ekspertizlerinden herkes
39:24yararlanacak ve özellikle umarım ııı açık görüşlü bir
39:28muhalefet tabii ki böyle insanların ııı fikirlerine
39:32bağlı olacak diye umuyorum. Iıı elinizi kaldırabilir misiniz?
39:38Mikrofonu getirecekler. Beyefendi kaldırmıştı. Sonra
39:41size gelelim. Yanındaki hanımefendiye de buyurun. Yok
39:46teşekkürler. Bu Bahadır Kaleası. Ha buradan göremiyorum
39:49kusura bakmayın. Evet. Şöyle ayağa kalkayım peki. Bahadır
39:51Kaleası. Iıı bu Daron bu hukuk devleti ekonomi ilişkisi bunun
39:56en önemli dünyadaki alimlerinden birisin zaten.
40:00Iıı fakat Türkiye'de de şu an ııı seçimlere doğru gidiyorken
40:04ııı muhalefetin ııı önerdiği önemli ve kapsamlı bir anayasa
40:08değişikliği, bir hukuk devleti reformu var ve ekonomik ııı
40:12politikalarla ilgili daha iyi yönetişim meseleleri var. Bunu
40:15aşağı yukarı birbirine bağlıyorlar. Biraz önceki
40:17sunumda da vardı zaten. Yani bu konuda ııı ne söylemek yani
40:23çok iyi olur yani senden daha iyi daha fazla duyabilir miyiz?
40:26Hukuk devleti ekonomi şu Türkiye'deki seçim nereye
40:29doğru gidilen ortamda ülkenin ııı ihtiyaçları ve küresel
40:33gerçekler bağlamında ııı seçmene ne söylenirse hukuk devleti
40:37eşittir, ekonomi ekonomi eşittir, hukuk devleti ııı
40:40ilişkisini daha iyi oturtmak ııı mümkün olabilir. Basitleşirim
40:43tabii. Evet çok güzel bir soru. Iıı benim söylediklerim
40:49aslında buna geliyor ama çok daha net olarak söylemek doğru
40:52ve burada tabii ki basının en büyük etkinliği var. Türkiye'de
40:57özgür basın zorlukları olduğu için bazı şeyler doğru olarak
41:03duyurulmuyor. Ama Türkiye'nin şu anki krizi aslında anayasa
41:08krizi, demokrasi krizi ve ekonomi krizi bunların hepsi
41:10bir araya gelmiş durumda. Hukuk devleti krizi. Ve ııı benim
41:15biraz önce de dediğim gibi ııı araştırmalarımın örneğin
41:18vurguladığı şeylerden bir tanesi demokrasi bir lüks değil.
41:21Demokrasi biz zengin olduktan sonra ııı tamam demokrasiyi
41:25alalım. Belki halkın hoşuna gider gibi bir şey değil.
41:28Demokrasi ve ııı doğru bir anayasayla doğru kurumsal yapı
41:33aslında büyümenin en önemli unsurlarından bir tanesi ve
41:36adil büyümenin en önemli unsurlarından bir tanesi. Ve
41:40şu anda Türkiye'de büyüme krizi var, enflasyon krizi var,
41:43eşitsizlik krizi var, iş krizi var. Bunların hiçbiri
41:47Türkiye'nin demokrasisinin kurumlarının çöküşünden
41:50bağımsız değil. Iıı yani bunu tabii ki eksperlerden çok ııı
41:58basının halka yansıtması lazım. Nasıl bu yapılır? Tabii ki ben
42:03uzaktan bunun en doğru yolunu göremiyorum. Iıı basının
42:08özelliğinin kalkması bunu zorlaştırıyor. Iıı internetten
42:13yapılan basının tabii ki herkese ulaşmadığını biliyoruz.
42:18Televizyonun ııı çok daha fazla etkisi var insanların üzerine.
42:23Orada özellik çok daha az. Bunlar çok zor şeyler Türkiye
42:27için. Iıı ama söylediğiniz mesaj tamamen doğru ve bir
42:31şekilde vurgulanması ve genel halka ulaştırılması gereken
42:36bir mesaj. Iıı buyurun. Merhaba. Aydan Gülerce ben
42:42Boğaziçi Üniversitesi. Şimdi bu altı noktanız hakikaten çok
42:47güzel. Iıı bilinenin bir tık ötesine geçerek şunu sormak
42:51istiyorum. Biraz yorumla karışık bir soru tabii. Şimdi
42:55bu altı alan parsellenmiş durumda. Yani hem modernist
42:59bilimsel taksonomi, akademik taksonomi açısından hem de
43:03mikro makro ilişkiler. Benim sorum şu yöne birazcık sizi
43:07çekiştirmek gibi olacak. Çekmek değil ikisi birden. Neyse.
43:11Şimdi hepsinin arasında bir döngüsellik var. Yani
43:16akademik anlamda. Biri diğerine endeksli, ona atıf yapıyor
43:21falan. Ama arada bir bağlaç eksik. Özellikle çok sevdiğim
43:26bir vurgu yaptığınız tabandan demokrasi ve gerçek demokrasi
43:30yani işte biliyorsunuz biçimsel veya rejim vesaire
43:36anlamında değil de. E bu da ııı insan meselesini hep
43:41telaffuz ettiğimiz ııı mikro yani sabah Bekir Bey de sıfır
43:46yedi yaş falan dedi. Burayı da göndermeyle ama o daha
43:51bilerken yani kurumsallaşma vesaire vesaire. Şimdi
43:55kurumsallaşma lafından siz de biraz önce vurguladınız başka
43:58bir yere geçeceğim. Kavramsallaştırma ve
44:01kuramsallaştırma. Şimdi bütün bunları bağlayan bir kavramsal
44:05çerçeveye çok gereksinim var. Yani bu nasionalizm veya
44:08yerelleşme yeni hikayeler değil beklenen şeylerdi kuram
44:12açısından da. Hatta ııı Robertson'da galiba bir zamanlar
44:16glokalization yerleşme terimini getirdi. Aynı anda hem
44:22küreselleşme sorumu rica ettim. Bir iki sorumuz daha var.
44:26Biraz uzanalım. Tamam. Iıı sanıyorum benim sorum o kadar
44:29saklı değil. Daron Bey bunu okur. Yanıtlarsa
44:33yanıtlayabilir ama birazcık düşünce evet egzersizi olsun
44:37istedim. Teşekkürler. Teşekkürler. Buyurun Daron
44:39Bey. Iıı tabii bir açıdan haklısınız. Sosyal, global
44:48gelişmelerin birbirinden büyük bir ııı tamamen ayrı bir
44:55şekilde olmaları mümkün değil. Aralarında büyük bir ııı
44:59ilişki olması olası. Ve burada tabii ki bazılarını zaten o
45:04bağlamda söyledim. Otomasyon ve ııı eşitsizliği bir hale
45:11getirdim. Çünkü bunların iki değişik akım olarak görmek
45:14doğru değil. Demografik değişmeyle ııı otomasyonu da
45:20bir araya getirebilirsiniz aslında. Bunların bir
45:23ilgileri var. Ama genelde son yüz elli senelik tarihe
45:29bakarsanız bu gelişmelerin bazen tam tersi yöne gittiğini
45:36görüyorsunuz. Örneğin bir süreç içinde ııı küreselleşme
45:43hızlanırken eşitsizlik artıyor. Demokrasinin hiç değilse bazı
45:48yönlerden zayıf olmadığı zamanlarda da küreselleşme
45:51artıyor. Yani bu ııı altı vurguladığım gelişmenin aslında
46:00konjektürel bir yanı da var. Şu anda son yetmiş sene diyelim
46:05ya da altmış sene içinde iklim değişikliğinin önemini anlamış
46:09durumda dünya ve iklim değişikliğinin geldiği noktada
46:12çok daha artmış durumda. Ve iklim değişikliğini tabii ki
46:16ııı sermayenin yatırımlarına bazı konulardaki sorumsuz
46:24davranışlara bağlayabilirsiniz. Demokrasinin zayıflığını da
46:27bunlara bağlayabilirsiniz. Ama bence bu konuları sanki tek bir
46:32nedeni varmış gibi görmek de doğru değil. Çok karmaşık
46:36süreçlerin içinden ortaya çıkan bazı gelişmeler de var.
46:40Özellikle demokrasinin problemi aslında ııı hala vurguladığım
46:45Kimsenin anlamadığı bir şey. Bunu tek bir şeye indirmek ne
46:51kadar kolay emin değilim. Son iki soru buyurun. Davran Bey
46:56çok teşekkür ederiz konferansınız için. Talat
46:59Kılıç benim adım. Iıı iklim değişiminden ııı söz ettiniz ve
47:04yeşil enerjiye yatırım yapılmasını vurguladınız. Iıı
47:08şunu merak ediyorum. Iıı petrole, kömüre ııı dayalı
47:12sektörlerde önemli bir iş gücü çalışıyor. Iıı bu yatırım
47:17yapıldığı zaman ııı burada bir kayıp olacak. Iıı bu ııı iş
47:23gücü yeni enerji sektörlerine aktarılabilir mi? Çünkü toplumda
47:28bunun karşılık bulması için bu da önemli herhalde. Evet çok
47:33çok önemli bir soru. Ve ne yazık ki bu konu içinde bir
47:37formülümüz yok. Amerika'da örneğin ııı ilk ııı bu konularda
47:45regulasyonlar gelmeye başladığı zaman özellikle iklim
47:48değişikliği değil de daha çok ııı hava kirliliği ııı zehirli
47:53partiklolar konusunda bunun ııı özellikle sanayideki çalışan
47:58işçi sayısı üzerine negatif etkisi oldu, ücretler üzerine
48:02negatif etkisi oldu ve hatta iklim değişikliği konusundaki
48:05politikalara büyük bir muhalefet ııı olmasını yol açtı
48:09bu. Şimdi ııı detaylar burada çok önemli. Bence yeşil
48:16teknolojiyi doğru yapmanın yolu aynı zamanda burada ııı işçilere
48:25yeterince yeni iş yaratmanın da önemli olduğu bir yapıda
48:31yapılması lazım. Örneğin inşaat işçilerine. Örneğin
48:36teknik işçilere. Ama kömür madeninde çalışan işçilerin bir
48:41büyük bir bölümü bu transisyonu yapamayacaklar. Ve bu da tabii
48:46ki sosyal refah devletinin üzerine daha çok bir yük
48:50binmesine yol açacak. Başka ııı yollardan bu işçilerin yeniden
48:56ekonomiye katılması tabii ki mümkün ama Amerika olsun,
49:00Avrupa olsun bu konularda biz çok deneyimde bulundu. Ve
49:04ııı bunların sonucu bu mümkün ama çok zor. Yani çok doğru
49:10yatırımlarda yapılması lazım ve birçok işçi ııı yeni ııı
49:15yetenekleri yeni ııı ııı ekspertizleri çok kolay bir
49:20şekilde alamıyor. Ve yapılan programların çoğu doğru
49:24yapılmıyor. Yani bu durumda sizin söylediğiniz şey aslında
49:27çok önemli bir problem ve bunu da göz ardı etmemek lazım. Ama
49:31aynı zamanda kömür madeninde çalışan işçileri koruyacağız
49:36diye yeşil teknolojiye yatırım yapmamak da mümkün değil. Çünkü
49:41hem yeşil teknolojinin dünyanın geleceği için olan önemi hem de
49:45Türkiye'nin geleceği o için olan önemi için. Iıı burada
49:48Türkiye gibi ülkelerin bir avantajı var. Birçok açıdan
49:53daha geç olduğumuz için hemen sektörünün ya da madenlerin bir
50:02iki sene içinde kapatılması söz konusu değil. O ııı geliş o
50:07süreç biraz daha uzun olabilir ve bu da tabii ki sosyal
50:10refah devletinin üzerine olan baskıyı azaltabilir. Şimdi çok
50:15az zamanım kaldı. Çok kısa soru, çok kısa cevap
50:18rica edeceğim. Beyefendi sonra da arkadaki ııı beyefendiye
50:21buyurun. Ben göremiyorum. Uzaktan kusura bakmayın.
50:24Buyurun. Siz kendinizi tanıtın.
50:36Eee Doron Bey çok teşekkür ederim Emre Hakkın. Eee ben
50:39birazcık farklı bir perspektüfen bir soru sormak istiyorum. Eee
50:42çok güzel bir ufuk turu yaptık. Altı tane değişken üzerinden.
50:46Ben burada devletin değişen rolünü kamu maliyesinin yeni
50:50fonksiyonunu ve vergileri sormak istiyorum. Kendi
50:52mesleğim dolayısıyla. Onu nasıl görüyorsunuz? Orada nasıl bir
50:55değişim gözlemleyeceğiz önümüzdeki yirmi, yirmi beş
50:57yıllık dönemde? Yani kamu maliyesi, kamu harcamaları,
50:59maliye politikası ve vergiler alanında ne öngörüyorsunuz? Biz
51:03hep ekonomiyi birazcık para politikası üzerinden
51:05konuşuyoruz. Bu boyutuyla da baktığınızda siz nasıl bir
51:08dünya öngörüyorsunuz önümüzdeki yirmi, yirmi beş yıl
51:10içerisinde? Teşekkür ederim. Çok teşekkürler. Bu çok önemli bir
51:15soru. Ne yazık ki ııı buna ııı kapsamlı bir yanıt verecek
51:19vaktimiz kalmadı. Iıı Şirin Hanım'ın ııı dediği gibi
51:22vaktimiz bitiyor. Ama ııı söylediğiniz çok doğru. Bu altı
51:28alanda da devletin çok büyük bir önemi var. Bu konuda örneğin
51:32ben iki buçuk sene önce bir ııı yazı yazmıştım. Dünyanın niye
51:36ııı yeni bir refah devletini, refah devleti üç nokta sıfıra
51:42gereksinimi olduğu konusunda ve ııı bu altı gelişme de
51:49aslında bunun ana nedenleri. Çünkü eğer bakarsanız demokrasi
51:55konusunda olsun, otomasyon, küreselleşme konusunda olsun,
51:58ııı iklim değişikliği konusunda olsun, kredilerin rolü olsun.
52:02Bunların hepsinde çok daha ııı ekspertizi yüksek olan tabandan
52:07destek alan ııı ve aynı zamanda ııı daha zayıf halkı
52:13koruyan bir devlete ihtiyaç var. Ve bunu nasıl yeni bir
52:19demokrasiyle uydaşlaştırmak aslında önümüzde olan başka
52:24bir ııı ııı önemli bir soru. Bunlar için başka daha uzun bir
52:29konuşma yapmamız lazım. Evet. Devam et. Şimdi bir sorumuz var
52:32ama Namık Bey de Namık'tan da soru sormak istiyor. Dolayısıyla
52:36ev molasından bir dakika çalacağım. Siz kısa sorarsanız
52:40Namık Bey de kısa sorarsa galiba hallederiz bu işi.
52:43Buyurun. Denizbank Hazine'den Erman Şabanoğlu. Eee demokratif
52:48gelişmelerden bahsederken eee genç nüfusun önemine
52:52değindiniz. Eee ben de yirmi sekiz yaşında bir genç nüfus
52:56ııı bir parçasıyım açıkçası. Ve bununla ilgili bir soru
53:00sormak istiyorum. Eee yakın çevremde gördüğüm eee
53:03haberlerden de dinlediğimiz kadarıyla yurt dışına eee
53:07belirli bir göç söz konusu. Özellikle genç beyin olarak
53:11avukatlar, doktorlar eee araştırma görevlileri olmak
53:15üzere eee bunların gelecek otuz yıl içinde sonuçta onlar oraya
53:20yerleştiler artık ve konumlarından eee ekonomik
53:24koşullarından gayet mutlular. Ve buraya dönmeyi düşünmüyoruz
53:27diye söylüyorlar. Arkadaşlarım olduğu için söylüyorum.
53:31Bunların eee bu genç beyinlerin otuz yılı içinde eee Türkiye'yi
53:36tekrardan geri dönmesini sağlayacak bir zemini nasıl
53:38hazırlayabiliriz? Ben bunu sormak istiyorum. Eee çok güzel
53:43bir soru. Eee beyin göçü aslında bir sembol. Birçok
53:46başka ülkede de görüyorsunuz. Kurumların çöktüğü yerlerde
53:49ekonominin durduğu yerlerde eee bu beyin göçü özellikle
53:53gençler arasında çok daha hızlanıyor. Ve gidenlerin bir
53:56çoğu aslında ülkenin çok ihtiyacı olduğu yetenekler ve
53:59geri gelmiyorlar. Tabii ki geri gelmelerinin tek yolu var.
54:02Kurumları, demokrasiyi ve yüksek kaliteli ekonomiyi
54:06yeniden ııı çalışır bir hale getirmek. Namık Bey. Iıı
54:11Namık'tan önce sevgilerimi sunuyorum. Iıı benim sorum çok
54:17kısa. Iıı hep Türkiye'ye odaklandık ama Amerika'da şu
54:21anda ııı muazzam bir değişim yaşanıyor. Bir görebildiğim
54:26kadarıyla. Iıı Amerikan demokrasisi de sallanıyor. Iıı
54:31çok ciddi ölçüde. Bu kuvvetler ayrılığı ııı hemen hemen
54:37ortadan kalktı. Yargı siyasallaşmaya başladı. Bu
54:40konularda acaba bir iki söz etmek imkanı var mı? Daron,
54:45çok teşekkürler. Çok çok teşekkürler, çok doğru bir
54:48soru. Iıı ve ııı o yüzden de ben zaten demokrasinin krizinden
54:53bahsederken Amerika'yı da örnek gösterdim. Amerika aslında
54:55demokrasi krizinin en ııı açık görüldüğü yerlerden bir
55:00tanesi. Medyanın ııı tamamen politikleştiği kutuplaşmanın en
55:06uç noktaya geldiği kurumların hiçbir askeri ya da dışarıdan
55:11tehdit olmamasına rağmen tamamen ııı
55:17tamamen battığı bir yer. Eğer şeylere bakarsanız ııı bu
55:24konudaki olan endekslere bakarsanız dünyanın en hızlı
55:29bir şekilde demokratik konuda gerileşen ülkesi Amerika son on
55:32sene içinde. Ve bu benim biraz önce vurguladığım şeylerden de
55:37kaynaklanıyor. Yani eşitsizlik Amerika eşitsizliğin en hızlı
55:42arttığı yer küreselleşmenin en birçok ııı çarp çalkalama
55:48yarattığı yer sosyal medyanın ve medyanın değişiminin ııı en
55:54hızlı olduğu yerdir. Ve kutuplaşmanın en arttığı yer.
55:58Iıı bu açıdan aslında büyük bir tehdit çünkü ııı Amerika
56:03hiçbir zaman ııı dünya için süper bir model değildi. Iıı bir
56:08çok açıdan ııı özellikle ııı soğuk savaş zamanında birçok
56:13yerde demokrasi karşıtı ııı politikalar da uyguladı. Ama
56:19yine de ııı serbest piyasa ekonomisi ve demokrasinin bir
56:26açıdan beraber yaşadığı en önemli şeydi. Iıı ekonomiydi.
56:31Ve Amerika'daki demokrasinin çökmesi dünya için büyük bir
56:37tehlike. Ve Türkiye'de olduğu gibi Amerika'daki demokrasiyi
56:42yeniden yapılandırmak da çok zor bir şey olacak ve bunun da
56:46yolu yine Türkiye'de olduğu gibi tabandan medyanın daha
56:49özgür, daha özerk bir şekilde olmasından ve aynı Türkiye'de
56:54olduğu gibi demokratik kurumların daha iyi hizmet
56:57verebilmelerinden geçecek. Zor bir süreç aynı şekilde Hasan
57:03Cemal Bey'in sorduğu soruna dönersek Türkiye'de de
57:09Amerika'da da Macaristan'da da muhalefetten başka şansımız
57:14yok. Muhalefetin tabanı doğru kullanıp kurumları doğru ııı
57:19yaptırıp demokrasiyi kuvvetlendirmesinden başka bir
57:23umudumuz yok. Iıı bunların hepsinde zor zamanlardan
57:26geçeceğiz. Brezilya'da aynı şekilde. Endonezya'da aynı
57:29şekilde. Hindistan'da aynı şekilde. Evet biliyorum daha
57:34çok sorunuz var ama maalesef zamanımız kalmadı. Daran Bey'i
57:37uğurlayacağız çünkü ııı Orhan Pamuk bekliyor. Iıı Daran
57:41Acemoğlu'ndan sonra Orhan Pamuk'la ııı Murat Sabuncu ııı
57:45hem modere edecek. Onun ııı bu akşamki sunumu izleyeceğiz.
57:50Dayan Hocam onlara çok teşekkür ediyoruz. Katıldığı için.
57:55Türkiye Türkiye siyasetine uzaktan ve ııı geniş
58:02perspektifte bir bakış çok değerli oldu. Çok teşekkür
58:05ederiz. Her zaman T24'e katkılarınızdan dolayı.

Önerilen