• 4 gün önce
Döküm
00:00Jenerik müziği...
00:30Efendim merhabalar, Beyaz TV ekranlarından herkese merhabalar.
00:39Artık bir pazar klasiği oldu değil mi?
00:42Geçmişe yürüyen adam programı sizlerle Beyaz TV ekranlarında artık her pazar saat 12'de klasikleşmiş,
00:51artık gelenekselleşmeye doğru giden, öyle bir iddiası bulunan bu programda sizinle birlikte
00:59Alay Köşkü'nü, Paşa Kapısı'nı, Baba Ali'yi, Cağaloğlu'nu, İstanbul'un bir numaralı tepesinin Likos Köyü'ne doğru inen,
01:10Roma İmparatorluğu döneminde aslında ve esasında bir köy olan,
01:16fakat daha sonraları şehirleşmeye doğru giden,
01:19Almanlarla Romalıların yapmış olduğu savaşta Romalıların yenmesinden dolayı,
01:25İstanbul'da yapılan ilk sütunun bulunduğu Gotlar bölgesine doğru adım adım yürüyeceğiz.
01:32Bu topraklar bizim, bu topraklar bu toprakları vatan olarak gören herkesin.
01:39Ve geçmişe yürüyen adam programı sizlerle birlikte fotoğrafları yan yana koyarak
01:45100 yıl, 150 yıl, 170 yıl bazen 70 yıl üstüne basa basa zaman şeridinde yürümenin,
01:53zamanda yolculuk yapmanın sanırım formülü bu olsa gerek.
01:58Çok mu uzattım hemen kesiyorum ve fotoğraflara başlıyoruz.
02:02Efendim Beyaz TV geçmişe yürüyen adam programına hoş geldiniz.
02:15Birinci fotoğrafımızda 1963'e doğru hafiften, çok sert olmayan bir tarihi yolculuk yapalım.
02:28Niye hafiften dedim, neden sert dedim?
02:31Elimizde 170 yıllık fotoğraflar varken 1963 yani günümüzden 61 yıl öncesi yumuşak bir geçiş oluyor.
02:4161 sene önce Soğukçeşme Sokağı'nı, Topkapı Sarayı'nı Gülhane Parkı'na bağlayan
02:49Bab-ı Hümayun kapısından çıkıp Gülhane Parkı'na doğru inen yokuşun sonlarına doğru geldiğimizde
02:58Soğukçeşme Sokağı'nın sonlarında karşımızda böyle bir oluşum, böyle bir yapılaşma görmekteyiz.
03:04Bana göre son ama size göre sağda Topkapı Sarayı'nın Sürü Hümayunları bulunmaktadır.
03:11700 bin metrekarelik bir arazide, 400 bin metrekarelik erkekler, 300 bin metrekarelik kadınlar bölümü,
03:19harem ve selamlık bölümü olmak üzere kurulan, iki bölümlü kurulan Topkapı Sarayı'nın etrafını Sürü Hümayun çevirmektedir.
03:277 metre ile 11 metre arasında değişen yükseklikler bulunmaktadır.
03:33Neden bu detayı verdim?
03:35Eğer fotoğrafta böyle bir görüntü olmasa ben böyle bir detayı asla vermem.
03:40Neden verdim?
03:41Bugün hala görülen fotoğrafta, 61 sene önce çekilen fotoğrafta çok net görülen,
03:49bugün ağaçlar kapatıyor biraz, 61 sene önce ağaç falan yokmuş, net olarak görülüyormuş.
03:5661 sene önce bu ağaçların olmadığı dönemde şu surlar ve hisarlar net olarak görülmekte.
04:05Bugün bir kafeterya var burada, çay içiliyor, kahve içiliyor.
04:10Bu kafeteryanın olduğu boşlukta 1963 tane çekilen 61 yıllık fotoğrafta Amerikan marka geniş kasalı,
04:22bol silindirli ve büyük motorlu arabaları.
04:26Çok anlattım, marka veremiyorum çünkü hala var olan meşhur bir marka.
04:31O arabalar da şuraya park etmiş bulunmakta.
04:34Arabaların park ettiği yerlerde bugün ağaçlar var ve bugün insanlar oturup çay kahve içiyorlar.
04:42Sevgili dostlar, 61 yıl önce var olan şu yokuş bugün de hala var.
04:50İnsanlar gidiyorlar, geliyorlar.
04:52Zaten fotoğrafta da aşağıya doğru inen insanları görüyoruz.
04:58Burada bir bina var, bir butik ve bir alışveriş, turistik bir alışveriş merkezi.
05:05Görüyorsunuz ki merdivenleri dik ve yukarıya doğru.
05:10Bugünse merdiven yok. Neden yok?
05:14Çünkü geçtiğimiz hafta anlattığımız, bu haftada birkaç fotoğrafta dengine denk geldiğimizde anlatacağımız bir şey var.
05:241912'den 1957'ye kadar Cemil Topuzlu'dan İnönü'ye, Menderes'e kadar var ola gelen bir şehirleşme
05:34ve İstanbul'u Batı normundaki şehirlere yaklaştırma alışkanlığından dolayı topografyası değişti.
05:42Yokuşlar tümsek, tümsekler tepe, çukurlar düz, her şey oldu.
05:48Dolayısıyla burası da bu dengeyi sağlamak için kapatıldı ve yükseltildi.
05:54Yükseltilince aslında aşağıda bulunan merdivenler kaldırımların altında kaldı.
06:01Bu Arnavut kaldırımı taşlarının altında aslında bu binana çıkan merdivenler görülmekteydi.
06:07Fotoğrafta onlar görülüyor fakat bugün baktığımızda görülmüyor.
06:12Efendim 1963 günümüzden 61 sene önce Faruk kardeşimin, kameraman Faruk kardeşimin durduğu yerde duran
06:22fotoğrafçının çektiği fotoğrafta şöyle bir fotoğraf görülüyor.
06:29Faruk'un çektiği fotoğraf bu.
06:32Çünkü takvimler 2024'ü gösteriyor.
06:36Kim tarafından çekildiğini bilmediğimiz 1963 fotoğrafında ise görüntü şu an karşınızda.
06:45Sizi 61 yıl arayla aynı açıdan çekilen iki fotoğrafla baş başa bırakıyorum.
06:52Takvimler 1912'yi gösterdiğinde Büyük Balkan Savaşı, Birinci Balkan Savaşı ile Osmanlı Devleti ciddi anlamda problemler yaşarken
07:15burada bir çeşme, Çeşme Hamidiye Çeşmesi yaptıran Abdülhamit Han.
07:22Kemerburgaz bölgesinde bir su kaynağı buldu ve o kaynağı 40 adet çeşme ile birlikte İstanbul'a getirdi, mahallelere koydu.
07:31İstanbul'un ama o eski İstanbul'un, o kadim olan İstanbul'un her sokağında belki her meydanında, her caddesinde bu çeşmelerden bulmak mümkündür.
07:43Buraya da bir çeşme yaptırdı, adı Hamidiye Çeşmesi.
07:471912'lerde evlerde musluk yok o yüzden buralarda insanlar ellerinde kovalarla ya da su artık neyle onun için beklerken
08:011990'larda da İstanbul'da su yoktu, biz camilere gidiyor, camilerden, çadırvanlardan su alıyorduk.
08:1190'lı yılların başlarında İstanbul'un yaşamış olduğu o su problemini 1912 yılında evlerde su olmadığı için,
08:20evlerde o su tertibatı olmadığı için mahalle çeşmesi, burası bir mahalle, mahalle çeşmelerinden gideriyorlarmış.
08:30Şurada bekleyenler var ya amcalar, teyzeler, çocuklar, bebeler, şurada şu kuyrukta bekleyenler var ya ne kötü günler onları bekliyor.
08:431912 Balkan Savaşları'yla Peyami Safa'nın bir makalesinde söylediği gibi diyor ki
08:53etimizden cımbızla et kopartırcasına her gün ülkemizden, her gün vatanımızdan toprak kopartılıyor,
09:02vatan kopartılıyor, namus kopartılıyor ve her bir kopartılan parça bu ülkeye mahsus bir parça diyor Peyami Safa.
09:14İşte etimizden cımbızla et kopartırcasına ülkemizden vatan parçalarının kopartıldığı günlere şahit burada su bekleyenler.
09:26Bu fotoğraf biraz sanki acı bir fotoğraf.
09:30Bu fotoğrafta var olan insanlar 1923'e kadar hiç durmaksızın 9 sene boyunca,
09:40hatta 11, 23'ü de sayalım 11 sene boyunca zahmetli ve zor günler geçirecekler.
09:50Bu fotoğraf acı bir fotoğraf.
09:53İstanbul'un vahim gündüğünü hatırlatan bir fotoğraf.
09:561912-2024 aradan geçen 112 yıl aynı çeşme, aynı açı, farklı insanlar.
10:07Sizi iki fotoğrafla baş başa bırakıyorum.
10:24109 sene önce ama çok acı bir tarih 1915.
10:29Savaş tarihi anlamında çok zafer dolu bir tarih.
10:34Çanakkale var çünkü ama ne bileyim yani 250 bin şehidin verilmesi,
10:40Birinci Dünya Savaşı'ndan mağlup çıkmamız, sonraki süreçler insanı tarihçi olarak biraz yoruyor gibi.
10:48Niye anlattım bunu?
10:49Şu an görmüş olduğunuz fotoğraf 1915 yılına ait.
10:54O fotoğrafın açısı şu an bulunduğumuz açı değil.
10:59O fotoğrafın açısını zaten çektik şu an önünüzde.
11:02Ama konuşurken o fotoğrafın bulunduğu çekildiği yerde durmamız imkansız.
11:08Çünkü 30 saniyede bir, çünkü 45 saniyede bir geçen, geçiyor dediğimiz tramvayların tam üstünde durmamız gerekiyordu.
11:17O yüzden Faruk bir fotoğraf karesi aldı ve sonra boşluğa geçtik.
11:23Maalesef tramvaylarla dolu bir program olacak.
11:28Çünkü tramvay yolunun tarihini anlatıyor oluyoruz.
11:32Karşımızda Soğukçeşme Askeri Rüşvüyesi ama onun hemen yanında fotoğrafta görülmeyen fakat burada görülen güzel bir yapı.
11:45Ne o? Alay Köşkü.
11:47Alay Köşkü 3. Murat döneminde yapılan padişahların savaş sonrasında insanlarla birlikte olmak ve mağrur olma padişahım senden büyük Allah var.
11:58Dedirttiği insanlara altından alay merasimlerinin, fener alaylarının geçtiği yerdir.
12:05Padişah balkonda oturur aşağıda zafer kazanmış padişahı tasdiklemek ama haddini bil senden büyük Allah var demek için halk yürürmüş.
12:16109 sene önce 1915 tarihini çekilen fotoğrafta Alay Köşkü de görülmekte.
12:23Arkada bulunan 2. Mahmud'dan sonra önem kazanmış olan Paşak Kapısı adını verdiğimiz yerde mekan makam da gözükmekte.
12:34Ama nasıl güzel bir fotoğraf tarihle dolu dolu her yer gözünün gördüğü her santim tarihle dolu.
12:43Efendim 1915-2024 aradan 109 sene geçmiş aradan 110 sene geçmiş şu an bulunduğumuz açı değil ama gördüğünüz fotoğraf açısı aynı açı.
13:00Aynı açıdan çekilen 109 yıl fark ile iki fotoğraf şu an karşınızda.
13:13109 yıl öncesinden 134 yıl öncesine gidelim mi?
13:24Takvimler 1890'ı göstermekte ve elimizde bir fotoğraf bulunmakta.
13:30Aynı açıya yakın bir fotoğraf fakat burada değişen pek bir şeyin olmadığını görmekteyiz.
13:38Aslında burada birkaç fotoğraf sonra ya da durun hemen sonraki fotoğrafta onu koyalım Alay Köşkü'nün hemen yanında 3 katlı bir bina varmış.
13:51PTT ne diyelim telgrafhane, posta müdürlüğü adı artık her ne ise PTT, posta müdürlüğü, telgraf merkezi 3 katlı bir bina bulunmaktaydı sonra yıkıldı.
14:051905 yılında bakın 1890'da yok zira 1892'de yapıldı.
14:131905'de yıkıldı. Neden? Çünkü Sirkeci'deki büyük postane açıldı.
14:20Mimar Kemalettin ve Mimar Vedat Tek o günlerin büyük insanları ve Mimar Vedat tarafından güzel bir Selçuklu tarzı postane yapıldı.
14:32Ve bütün PTT, bütün telgraf, bütün posta katar sistemleri oraya getirildi.
14:38Onu konuşalım tam şurada.
14:40Şu an orada ağaçlar var görüyorsunuz.
14:43Bir sonraki fotoğrafı onu koyalım ve onu konuşalım.
14:46Ama bu fotoğraf o binanın olmasından önce 2 sene önceki fotoğraf.
14:54Takvimler 1890'ı göstermekte.
14:57Günümüzden 134 sene önce Alay Köşkü, Gülhane Parkı, Askeri İriştiye tam olarak böyle görünmekteydi.
15:081890, 134 sene önce Alay Köşkü, telgraf hattı olmaksızın Alay Köşkü, Paşa Kapısı ve her şey bugün gibi.
15:22Bu fotoğrafta görmüş olduğunuz insanlar çok kötü yıllar yaşayacaklar.
15:28Trablusgarp'ın kaybını görecekler.
15:31Balkan Savaşları'nı görecekler.
15:33Çanakkale Zaferi ile birlikte pek çok cephede mağlup olduğumuz Birinci Dünya Savaşı'nı görecekler.
15:40Mondoros işgallerini ve hemen ardından Sevr dayatmasını görecekler.
15:46Ardından 3 yıl sürecek olan bir Kurtuluş Savaşı sürecini ve 1923 yılında tekrar devletimizin işgallerden kurtulup tekrar hürriyete kavuştuğunu görecekler.
16:00Bu fotoğrafta gördüğünüz insanlardan biri olmak istemezdim.
16:06Zor bir nesil yaşadı o günleri.
16:09Zor bir dönem, zor bir süreç ve zor bir nesil.
16:13Efendim 1890-2024 aynı açıdan çekilen iki fotoğraf şu an karşınızda.
16:35Haydi gelin bir fotoğrafta daha doğrusu bu fotoğrafta 20. yüzyılın başına gidelim.
16:42Bu fotoğraflar tam 1900.
16:441892'de yapımına başlanıp 1995'de biten bir telgrafhane binası bulunmakta.
16:52Bakmayın öyle telgrafhane diye basit anlattığıma.
16:56Dünyada telgraf demek zor iş.
16:59Telgrafhane her yerde olmayan bir özellik.
17:02Dünyanın en önemli ülkelerinde var olagelen bir yapı telgrafhane.
17:09Bir tanesi Devlet-i Ali Osman'ın sarayının dibinde bulunan, boşluğa yapılan bir telgrafhane.
17:16Bu telgrafhane aslında 4. Mehmet.
17:21Daha doğrusu 4. Mehmet de değil, tam doğrusunu söylersek Lale Devri.
17:271718-1830 yılları arasında Lale Devri diye isimlendirilen dönemde savaşlar bitmiş
17:37ve Osmanlı Devleti iç reformlara özen göstermeye başlamış.
17:42Bu anlamda Katarlar ve Tatarlar adı verilen bir posta tertibatı kurulmuş.
17:49Bu tertibatla mektuplar ya da haberler, ulaklar aracılığıyla mesafeler boyunca gitmelere gelmelere başlamışlar.
18:00Lale Devri'nden 1890'lara kadar bu sistem böyle devam ederken
18:061892 tarihinde Abdülhamit Han döneminde önce Eminönü Yeni Cami'nin bahçesinde bir telgrafhane kurulmuş.
18:16Ardından bu telgrafhane 4 katlı bir bina olarak 1. Hisar'la 3. Murat döneminde yapılan Alay Köşkü arasında bulunan
18:27ve bugün ağaçlıklı alan olarak karşımızda bulunan şuraya kaldırıma da çıkacak bir biçimde 4 katlı bir telgrafhane binası yapıldı.
18:39Şu an fotoğrafta onu görüyorsunuz.
18:43O fotoğrafta bir de telgrafhanenin orada ağaç fidanlarını görüyorsunuz.
18:49Bugün o fidanlar artık ağaç olmuşlar.
18:52Bu yapı 1905 tarihinde Abdülhamit Han'ın emriyle Sirkeci'de büyük postane yapıldı.
19:01Bütün telgrafhaneler, postaneler kapatıldı, kaldırıldı, birleştirildi ve oraya konuldu.
19:08O zaman buradaki telgrafhane binası da yıkıldı ve oraya bir boşluk arazi yapıldı.
19:15İki fotoğraflar var ve biz bu fotoğraflarla yaşamış olduğumuz vatanın dününü, bugününü, yarınını birleştirebiliyoruz.
19:24Efendim sizi 124 yıl arayla, 1904-2024, 124 yıl arayla çekilen iki fotoğraf, baş başa bırakmadan şunu söyleyeyim mi?
19:40Lütfen o binaya iyi bakın, o bina 5 yıl sonra yıkılacak ve şimdi 124 yıl arayla iki fotoğraf karşınızda.
19:54Güzel bir fotoğraf ve üzerinde konuşulması gereken bir fotoğraf.
20:09Hayır hayır, Alay Köşkü'nden bahsetmiyorum.
20:13Alay Köşkü'nü birkaç fotoğraftır anlatıyorum zaten.
20:17Padişah bir zafer dönüşü, pencerenin birinde oturur.
20:22Bu aşağıda esnaf, ahiler, loncalar, ordunun bir kısmı aşağıdan yürürken, şu ovalimsi tramvay yolundan dönerken,
20:34yukarıdaki balkondan aşağıdaki halkı seyreden padişaha bir nevi parmak göstererek,
20:42mağrur olma padişahım senden büyük Allah var, gururlanma, yeislenme, nefsine kapılma,
20:50Allah var, ölüm var, zafer kazandığında ne oldu yani minvali konuşmalar yapılırmış tam olarak burada.
20:58Bu yüzden o köşkün adı Alay Köşkü.
21:02Alay Köşkü'nün yanında bir önceki fotoğrafta gösterdiğimiz telgrafhane var.
21:08Artık burayı öğrendik, artık burada bir şey yok gibi.
21:12Arka tarafta bugün restorasyon sürecinden geçen bir kapı gördük.
21:18Adı Baba Ali.
21:20Sultan II. Mahmud döneminde Alemdar Mustafa Paşa tarafından Topkapı Sarayı'ndaki Divani Humayun toplantıları alındı
21:30ve kendi konağına, şurada bir detay olarak görülmektedir.
21:35Sadrazam konağına konuldu.
21:38Sultan II. Mahmud döneminde Paşa kapısı olarak anılan Alemdar Mustafa Paşa'nın evinin kapısı
21:48Bab, Farça kapı demektir, Ali, Yüce, Yüksek demektir.
21:53Bab-ı Ali kapısı, Bab-ı Ali olarak da şuraya konuldu.
21:57Şimdi bölgeye, semte, Bab-ı Ali adını veren kapı 1880 yılında görülmekte.
22:06Bugün ise restorasyon sürecinde.
22:09Benim size burada göstermek istediğim çok fazla tramvay geçiyor.
22:14Bu tramvayların geçmiş olduğu bu raylar fotoğrafta yok.
22:19Fotoğrafta asfalt da yok, taş da yok.
22:22Fotoğrafta toprak var.
22:23Toprak bir yolmuş burası.
22:26Aşağıya Sirkeci'ye inen ve yukarıya Ayasofya'ya çıkan yol toprak bir yolmuş.
22:32Toprak yolla gidiyorlar, geliyorlarmış.
22:34Peki bir dakika, 1877 yılında tramvay yapıldı.
22:40Bugün 1880 bu fotoğrafta.
22:43Demek ki anlaşılan o ki Ortaköy ile Şişhane arasında, Taksim arasında ilk seferlerine başlayan
22:55Ortaköy, Tophane, Karaköy, Perşembe Pazarı, Şişhane, Taksim olan bu güzergahta bu fotoğrafın çekildiği 144 yıl önce
23:06burada herhangi bir ray yok.
23:09Demek ki buraya 1880'den sonra ray döşendi ve bu ray bu arada o kadar eski değil.
23:19Burada 1990'lar, 1995'li yıllarda arabalar gidiyor geliyordu.
23:25Ben Cerrahpaşa'da doğdum büyüdüm.
23:27Eminönü'ne 35B diye bir araba vardı ya da 35A, B'ye gidiyordu Beyazıt'a.
23:3435A ile bu yoldan otobüsle biz Eminönü'ne gidiyorduk.
23:392000'li yıllarda bu tramvay tekrar buralara geldi.
23:43Dilek olay inanılmaz bir rakam.
23:45144 sene önce buralar toprak, buralarda ray yok.
23:511880'den bahsediyorum.
23:54Düşünün dostlar henüz Mustafa Kemal Atatürk dünyada yok.
23:59Ve bu fotoğraf var.
24:02Efendim sizi 144 yıl ara ile aynı açıdan çekilen iki fotoğrafla baş başa bırakıyorum.
24:13Bölgeyi anlamlandırmak anlamında kullanmak durumunda kaldığımız fotoğraflardan birisi.
24:30Çok asker var değil mi?
24:32Sırtı dönük olan ve ileriye doğru giden.
24:35Neden ve bunlar nereden çıkıyor?
24:38Bu bölgede bir askeri okul var.
24:40Soğukçeşme Askeri Rüştüyesi var.
24:43Muhtemelen bu askerler ya o askeri okulda hocalar ya da o askeri okulda görevliler.
24:52Şu an benim karşımda sizin arkanızda Soğukçeşme Askeri Okulu, ortaokulu bulunmakta.
24:58Şuralarda şu abiler gibi yürüyen, arkası bize dönük olan abiler, dedeler, amcalar
25:08muhtemelen okulla alakalı bir iş yapıyorlar ki buradalar.
25:13Efendim takvimler 1914'ü göstermekte.
25:16Günümüzden tam 110 yıl evvel bir insan ömrünün üstünde, 110 yıl.
25:22Şu an o fotoğrafta gördüğünüz hiç kimse hayatta değil.
25:28Tamamı vefat etti.
25:31Bugün 2024 olarak çektiğimiz bu programda gördüğünüz hiç kimse ben dahil 100 sene
25:42sonra hayatta olmayacağız.
25:45Her 100 yılda bir yeryüzünde yürüyen insanlar yer altına geçiyorlar.
25:52Yeryüzünde farklı bir jenerasyon yaşıyor.
25:55110 sene önce insanları bambaşka bir İstanbul'a uyanıyoruz ve o İstanbul'u görüyoruz.
26:05Şu an görmüş olduğunuz şuralarda böyle benim yaptığım gibi arkasını dönerek
26:12bu tarafa doğru yürüyen dedeler, tıpkı onlar gibi yürüdüm değil mi?
26:18Yürüyen dedeler kötü günlere doğru adım atıyorlar.
26:22Zira 1914 Kasım ayı Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'na 4 yıl 4 ay sürecek
26:32olan Birinci Dünya Savaşı'na katıldığı yıldır muhtemelen burada fotoğrafta gördüğünüz
26:40asker amcalar, asker dedeler seferberlik olmaksızın askere alınacak ve cepheye gönderilecekler.
26:51Şimdi arkalarından bakıyorum da şehitler mi gaziler mi ne oldu akıbetleri?
26:59Hakikaten bu fotoğrafta görmüş olduğumuz asker dedeler aylar sonra savaşa katılacak.
27:06Yaşayacaklar mı, yara alacaklar mı, şehit mi olacaklar?
27:11Allah-u Alem, sevgili dostlar 110 yıllara 1914 aynı açı farklı bir fotoğrafçı.
27:19110 yıl sonra aynı açı bu sefer fotoğrafta kameranın arkasında Faruk.
27:25110 yıl arayla aynı açıdan çekilen iki fotoğraf şu an karşınızda.
27:29Nasıl ama 1919'da çekilen bu fotoğrafta tam olarak burada duran bir subay var askeri okul.
27:54Fotoğraflar boyunca anlattığımız Soğukçeşme Askeri Orta Okulu'nun kapısı.
28:00Fotoğraf çekildiğini görünce bir subay içeriye girmekten vazgeçmiş.
28:06Böyle dik duruyor vakur bir biçimde ileriye fotoğrafı çeken kişiye bakıyor.
28:13O dede kadar 1919 yılında 105 sene önce bu fotoğrafta görülmüş dede kadar karizmatik değilim belki.
28:24Üniformam da öyle değil belki ama o dede gibi size bakıyorum ve o dede gibi şimdi size yürüyorum.
28:32Takvimler 1919, 30 Ekim 1918'den memleketi parça parça bölen, düşman işgalini açık bırakan
28:42Mondoros Ateşkes Antlaşması'ndan aylar sonra Soğukçeşme Askeri Rüştüyesi ki rüştüyenin bugünkü adı Orta Okul'dur.
28:52Orta Okulu'nun kapısında giren bir subay görünüyor ve bu subay 105 yıl öncesinden bize bakıyor.
29:01İki fotoğrafı 105 yıl ara ile aynı açıdan çekilen iki fotoğrafı yan yana koyduğumuzda bize bir tarih anlatıyor.
29:11Baba Ali'yi anlatıyor, Alay Köşkü'nü anlatıyor, okulu anlatıyor, yolu anlatıyor.
29:17İşte sizi tam olarak iki fotoğrafı, 105 yıl ara ile çekilen iki fotoğrafı yan yana koyuyor ve huzurunuza getiriyorum.
29:26Takvimler 1917'yi göstermekte ve bir fotoğraf var, fotoğrafta şu an elimi koyduğum ağaç yok.
29:55Bu ağacın öncesinden 107 yıl, 1917 yılına ait Taya Hatun Çeşmesi'ni görüyorsunuz.
30:05Gülhane Parkı'nın Sirkeci Garı, Sirkeci Marmara İstasyonu'na yakın olan bölgesinde bulunan bu çeşme Bir Hamidiye Çeşmesi'dir.
30:15El Gazi mahlası vardır ve Sultan Abdülhamit Han'ın turası tam olarak yukarıda bulunmaktadır.
30:23Bu aynalı tura ve kitabe Taya Hatun Mahallesi'ne Abdülhamit Han'ın, size bahsettim ya bu programda Kemerburgaz bölgesinden getirilen Hamidiye suyu,
30:38bugün para ile aldığımız, ücretle aldığımız Hamidiye suyu Osmanlı zamanında mahallelerin çeşmelerinden akarmış.
30:47İşte Kemerburgaz'dan, bizim bugün para vererek aldığımız Hamidiye suyunun aktığı iki adet çeşme.
30:56Burada diğerleri fes takarken fötür şapka giyen, beyaz şapka giyen biri var.
31:05Sanırım fotoğrafta belli.
31:07Şurada bir yerde duruyor, arkaya bakmış, öne bakmış, burada duruyor.
31:13Onun arkasında fesli biri var, iki tane su oluğu, su deliği var.
31:20Şurada bir mermer var, fotoğrafta da bir mermer var.
31:24107 yıl önce çekilen fotoğrafta, burada bir çocuk, ne diyeyim 5-6 yaşlarında bir erkek çocuğu duruyor.
31:34Burada insanlar var ve çeşmelerden su dolduruyorlar.
31:39Hatırlayın lütfen, Hamidiye çeşmesini anlatmış olduğum Gülhane Parkı'nın ön kapısı, biz şu an arka tarafındayız.
31:49Ön kapısında ben size Abdülhamid Han döneminde evlerde su olmadığını,
31:55evlerde çeşme tertibatı olmadığı için mahallelere, sokaklara, meydanlara konulan çeşmelerden
32:02insanların bidon bidon su taşıyarak evlerine götürdüğünü anlatmıştım ya.
32:07Bakın, bu bölgede bulunan insanların bu sefer evlerine su götürme çalışması veya beklemesi.
32:18Burada biri bekliyor, burada biri var, böyle bakıyor çocuğu tutmuş.
32:25Böyle arkalara doğru insanlar, şurada bir yerde fötür şapkılı biri, onun arkasında bir fesli, ortam kalabalık.
32:33Bu ağaç yok. O gün var olan ama bugün olmayan bir şey burada,
32:40bakın bugün biraz nemli gibi görülüyor, sanki o çeşmenin yeri belli.
32:45Burada bir ne diyelim, at çeşmesi demeyeyim, hayvan çeşmesi.
32:50Bu bölgedeki atların, köpeklerin, kedilerin, kuşların nasiplendiği çeşmede burada
32:56ve tam olarak ağaç olduğu için ağaca göre konuşmak istiyorum.
33:03Şurada bir insan duruyor, burada bir atı var, atını suluyor.
33:08Atın bulunduğu yer, o insanın bulunduğu yer, o çeşme burada.
33:14Ben şu an görmüş olduğunuz çeşmenin yalanın su kurnasının içinde bulunuyorum.
33:20Su kurnası burada, at burada, insan burada, su bekleyenler orada
33:26ve Gülhane Parkı'nın daha doğrusu 700 bin metrekarelik alanı bulunan Topkapı Sarayı'nın etrafını kapatan
33:36Sürgümayun'un bir tarafında Tayyah Hatun Çeşmesi.
33:41Tayyah Hatun kim bu arada dostlar?
33:45Kanuni Sultan Süleyman Han'ın süt annesi,
33:48daye hem Kürtçe hem Farsça daye, süt anne demektir.
33:56Kanuni'nin süt annesi Afife Hatun'un adıdır Daye Hatun ya da Tayyah Hatun.
34:03Bu sokak Tayyah Hatun adına konulmuş bir sokaktır.
34:09Ve lütfen bakın mahalle tabelasında Tayyah Hatun Sokağı yazıyor.
34:15Neden bunu gösteriyorum?
34:17Ola ki buraya gelmek isteyen olursa nerede olduğumuzu görün.
34:22Gülhane Parkı'nın arka kapısında Tayyah Hatun Sokağı'nda dükkanların, binaların arasında
34:31böyle Abdülhamid Han'dan kalma bir çeşme, iki tane kurna, orijinal kitabe,
34:39El Gazi Mahlaslığı muhteşem Osmanlı armasıyla birlikte bir tura.
34:46Efendim bunların hepsi sizi bekliyor.
34:501917 yılında çekilen, günümüzden 107 yıl evvel çekilen,
34:56Birinci Dünya Savaşı devam ediyorken çekilen bu fotoğraf bize neler anlattırdı?
35:03Efendim 107 yıl arayla aynı açıdan çekilen iki fotoğraf, biri 2024, bu biri 1917,
35:16Aradan geçen 107 yıl iki fotoğraf şu an karşınızda.
35:36Hadi gelin hep birlikte Adnan Menderes devrine gidelim.
35:40Ve programımızın son fotoğrafıyla Menderes'le veda edelim.
35:45Efendim İstanbul'da en büyük problem nüfus yoğunluğunun artması.
35:51Buna bağlı olarak otogarların sürekli yaygınlaşması.
35:56İstanbul'da iki tane büyük otogar vardı.
35:59Bunlardan birisi Harem'deydi, Kadıköy bölgesindeydi.
36:03Diğeri ise Sirkeci'deydi.
36:06Evet Sirkeci'deydi.
36:09Evet Esenler'den önce Sirkeci vardı, işte burasıydı.
36:15Şu an görmüş olduğunuz boş arazi, çitlerle kaplı olan arazi otogardır.
36:22Şehirler arası otobüslerin gittiği, geldiği kullanılan otogardır.
36:28Belki de ben şu an bir arabanın bulunduğu yerde bulunmaktayım.
36:32Elimizde 1950'ler diye bir fotoğraf var.
36:361955 diye bir ortalama yapsak 69-70 sene önce burasıydı.
36:43Gümbür Cemaat karmakarışık, 1 milyona geçince İstanbul, Sirkeci alamayınca bu kadar yoğunluk burası,
36:53otobüsler bu kadar yeter.
36:54Yani çok fazla otobüse gerek yok.
36:57Her gün 15 tane otobüs kaldırsan, 20 otobüs kaldırsan, zaten her yere otobüs yok, merkezi yerlere var.
37:0520 otobüs kaldırsan yeter.
37:08Burası da ona zaten yeter.
37:11Ama zamanla İstanbul, ben orta ikideydim, 1986 yılında orta ikideydim.
37:19Öğretmenimiz demişti ki, çocuklar İstanbul 5 milyona yaklaşıyor.
37:25Şaşırmıştık arkadaşlarla, 5 milyon insan nerede yaşıyor, nasıl üst üste yaşıyorlar diye.
37:34Bugün 20 milyonu aşkın bir nüfustan bahsediyoruz.
37:391 milyonken İstanbul burası ve her gün 20 araba yetiyormuş.
37:44Ama 5 milyona gelince, 1980'lerin sonları, 90'ların başları, Esenler Otogarı oldu.
37:53Ama bir dakika, öncesini atlamayalım.
37:55Buradan Topkapı'ya gitti.
37:59Topkapı'nın sur dışında, bol miktarda, zaten şu var ekranlarınızda, Topkapı Otogarı'na ait fotoğraflar var.
38:08Aman Allah'ım, ne çirkin manzaralar, ne kötü görüntüler.
38:12İnsanın İstanbul'da mıyım, başka bir yerde miyim sorusunu sormak zorunda olduğu fotoğraflar.
38:195 milyon insan varken Topkapı bölgesinin, Cevizlibağ bölgesinin sur dışı otogardı.
38:28Bir süre sonra İstanbul arttı.
38:30Artık 90'lı yılları bulduk.
38:33Topkapı'dan da şehrin dışına, Esenler'e gitti.
38:39Esenler Otogarı da İstanbul'un hizmetini görmeye başladı.
38:45Ve bu hükümet başa geldi.
38:47Uçaklar otogarla, havalimanları otogarla yarışacak dendi.
38:53Otobüs fiyatına uçak bileti bulunmaya başlandı.
38:57Bu sefer havalimanları doldu ve taştı.
39:01Ve şu haliyle 2024 İstanbul'un da zar zor da olsa Esenler Otogarı, İstanbul'un ihtiyacını gördüğü görüyor gibi.
39:12Önce Sirkeci, ardından Topkapı, ardından havalimanlarının dahliyle birlikte Esenler Havalimanı.
39:20Nasıl ama?
39:2270 sene önceki fotoğrafla bugünkü fotoğraf bugün bomboş.
39:27Hiçbir şey yok.
39:29Burası 70 sene önce iğne atsan yere düşmeyecek kadar araç ve insan kalabalığı ile doluydu.
39:38İşte ne diyelim tarih fotoğraflar yan yana konulunca böylesine bir değişikliğin, böylesine bir farkın olduğunu ortaya koyuyor.
39:50Efendim sizlerle birlikte tarihte yürümek inanın çok keyifli.
39:55Biz de ekip arkadaşlarıyla birlikte her haftasıyla beraber İstanbul'un, Anadolu'nun ardından Balkan topraklarının tozunu atacağız.
40:08Tarihi fotoğraflarla ya da mekanlarla ya da binalarla dokuna dokuna anlata anlata gezeceğiz.
40:17Yeter ki bizi bırakmayın, yeter ki bizden ayrılmayın ve her pazar saat 12'de evinizde bizi misafir edin.
40:26Beyaz TV Geçmişe Yürüyen Adam programı ekibi olarak bizler olayın geçtiği, tarihin yaşandığı yerlerden size tarih anlatmaktan çok keyif duyuyoruz.
40:40Sizler de bizden keyif duyuyorsanız bu klasikleşmeye doğru giden program bir ömür sizlerle birlikte devam edecek.
40:48Geçmişe Yürüyen Adam programı bu haftada sona erdi.
40:53Allah fırsat ve ruhsat verirse haftaya bambaşka yerlerde bambaşka tarih fotoğraf ve konularla karşınızda olmaktan mutluluk duyacağız.
41:05Allah'a emanet olun.