• 2 ay önce
Döküm
00:00Jenerik Müziği
00:30Jenerik Müziği
01:0029 Mayıs 1453 tarihine gidip Fatih Sultan Mehmet Han'ın fethettiği İstanbul'a gideceğiz.
01:12İstanbul'un tam orta yerinde, coğrafi olarak, navigasyon olarak İstanbul'un tam orta yerinde durup,
01:22Mimar Sinan tarafından konulan Orta Taşı görüp, bugün orada neler var, hangi külliye eserleri var,
01:31kimler dokunmuş, kimlerin el izleri var, tarih üzerinde el izlerini, parmak izlerini, yaşanmışlıkları,
01:42fotoğraflar eşliğinde, 150 yıl, 160 yıl fotoğraflar eşliğinde tek tek konuşacağız.
01:49Efendim, Geçmişe Yürüyen Adam programı sizi geçmişe davet ediyor.
01:56Haydi gelin, Fatih Sultan Mehmet dönemine gidelim, İstanbul'un orta yerine bakalım,
02:03Kanuni'yi konuşalım, Mimar Sinan'ı konuşalım, neresiymiş bakalım İstanbul'un tam orta yeri.
02:12Biz gidiyoruz, sizi bekliyoruz. Buyurun lütfen.
02:49Yeditepe'li İstanbul'un üçüncü tepesindeyiz.
03:18Teodosyus tepesindeyiz, yani Roma İmparatorluğu dönemindeki adıyla Osmanlı buraya Şehzade tepesi demiş.
03:28Bir sonraki tepe 4 numaralı Havaryun ya da Osmanlı tabiriyle Fatih külliyesinin bulunduğu tepe.
03:36Az evvel söylemiştim, bir kere daha söyleyeyim.
03:39Sizi hiç görmediğiniz, hayatınız boyunca hikayesini hiç duymadığınız yerlere götürmek gibi bir iddiam yok.
03:49Çok fazla gördüğünüz, belki de binlerce defa etrafından önünden geçtiğiniz, baktığınız ama görmediğiniz tarihle sizi karşı karşıya getireceğim.
04:03Geçmişte yürüyen adam ve geçmişe doğru yürüyen adamlar olarak biz her zaman bilindik hikayelere farklı açılar koyacağız.
04:16Şu an arkamda sizin önünüzde 1543 tarihinde vefat eden Batılıların da muhteşem dediği Sultan Süleyman'ın oğlu Şehzade Mehmet adına
04:30literatüre ve tarihi külliyatlara Mimar Sinan tarafından yapılan çıraklık eserim dediği ilk külliyesini görüyorsunuz.
04:42Çok geçtiniz değil mi bu caddelerden, bu sokaklardan ve belki de bu koridordan ama hikayesi biraz zor ve hikayesi biraz bilinmiyor.
04:53İşte bu programda, Geçmişe Yürüyen Adam programında sizlerle birlikte geçmişte yürüyeceğiz.
05:02Mucize vaat etmiyoruz, bir tarih programı gezerek, dokunarak ve göstererek bir tarih programı vaat ediyoruz.
05:13Haydi şimdi Şehzadebaşı külliyesini, Şehzadebaşı bölgesinde var olan tarihi eserleri dokuna dokuna,
05:23tarihi fotoğraflar eşliğinde bir bakalım neler olmuş.
06:02MÜZİK
06:24Avrupalıların Magnificatür yani Muhteşem Süleyman dediği 10. Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman Han'ın
06:33Hürrem Sultan'dan eşi Hürrem Sultan'dan olma ilk oğlu 1521 doğumlu Mehmet'i 20'li yaşlara geldiğinde Manisa Saruhan Sancakbey'i olarak atadılar.
06:491543 tarihinde 22 yaşında hatta 21-21,5 yaşlarında Şehzade Mehmet Manisa Saruhan'da Sancakbeyliği yaparken
07:02Sultan Süleyman ser mimaranı hassa sıfatı ile sarayda vazife yapan Kayseri ağır naslı mimar Sinan'ı huzuruna çağırır.
07:13Bana ve benim devlet-i alime yakışan bir cami ve bir külliye yap der ama bu muhkem ve güzel bir yerde merkezi bir yerde olsun der.
07:43Mimar Sinan etrafı araştırır bakar ki Sultan Süleyman'ın namına şanına ve devletin ihtişamına yakışan en güzel yer İstanbul'un tam orta yeridir.
08:13Evet yanlış duymadınız bu orta yeri tabiri psikolojik olarak duygusal olarak İstanbul'un merkezi burası efendim değil.
08:32Navigasyon olarak ölçüm olarak 29 Mayıs 1453 tarihinde Fatih Sultan Mehmet Ağa'nın fethettiği İstanbul'un tam orta yerinde bulunmaktayız.
08:43Evliya Çelebi 10 ciltlik seyahatnamesinin birinci cildinde İstanbul'u anlattığı bölümlerde diyor ki
08:50ben bu taşa sırtımı verdiğim Eminönü'ne doğru gittim sonra geri geldim sırtımı verdim Edirnekapı'ya doğru gittim.
08:59Sonra geri geldim sırtımı verdim önce Kumkapı'ya sonra Halic'e indim gerçekten de her bölgeye adım olarak aynı burası İstanbul'un orta yeri der.
09:14İstanbul'un orta taşı adı verilen ve Mimar Sinan tarafından yerine konulan taş da tam olarak caminin köşesinde bulunmaktadır.
09:25Mimar Sinan güzel bir eser yapmaya başlar.
09:29Bir cami yapmaya, bir külliye, bir medrese, hastane, sıbyan mektebi, tabhane yani bugünkü anlamda otel ve bir restoran
09:41yani devlete sığınmış olanların İstanbul'dan misafir olanların yeme içmeye para vermedikleri
09:50ücretini devletin karşıladığı bir aş evi yaparken 1543 tarihinde Manisa Saruhan'dan acı bir haber gelir.
10:01İstanbul'un üzerine kapkara bir matem bulutu bulunmuştur ve bu bulut Kanuni'nin ciğerini yakmaktadır.
10:12Zira oğlu Şehzade Mehmet vefat etmiştir.
10:16Bilinmeyen bir hastalıktır tarihi kaynaklar.
10:20Bazıları da zehirlendiğine hükmeder vs.
10:24Vefat eden Şehzade Mehmet'in bedeni buraya geldiğinde ona zaten bir türbe yapımına başlanmıştır bile.
10:46Mimar Sinan bir türbe yapımına başlar ve Sultan Süleyman adına yapılması istenen bu külliye vefat eden Şehzade Mehmet'e dönüşür.
11:02Bu yüzden adı Süleymaniye Camii değil Şehzadebaşı Camii olmuştur.
11:10Matrakçı Nasuh diye bir adam var.
11:13Hem Yavuz Sultan Selim dönemini anlatır hem de Sultan Süleyman'ı anlatır.
11:18Sultan Süleyman'a anlattığı Süleymanname kitabında Sultan Süleyman'ın mezara girdiğini,
11:27oğlunu tek başına kucağına aldığını, mezara yatırdığını,
11:33sonra yukarıya çıkıp iki elini toprağa koyup başını mezara doğru sokup dakikalarca,
11:41beni affedin lütfen bu tabir bana ait değil matrakçı Nasuh'a aittir.
11:47Sultan Süleyman için der ki matrakçı Nasuh ellerini toprağa koydu,
11:52başını toprağa gömdü, oğlunun naaşı ile arasında bir karış kaldı
11:59ve dedi ki böğüre böğüre dakikalarca ağladı.
12:04Bu böğürmek tabiri çirkin bulmayın matrakçı Nasuh'un ifadesidir.
12:10Ardından bu cami vefat eden bir evlat adına diğeri dağlanmış, kalbi kırılmış,
12:18dünyaya artık ümitle bakmayan bir babanın Sultan Süleyman Han'ın yaptırmış olduğu camidir.
12:28İstanbul'un tam orta yeridir.
12:31Üç numaralı Teodosyus Tepesi ile dört numaralı Havaryon Tepesi'ni
12:36tam olarak birbirine bağlayan tepenin ortasında bulunmaktadır.
12:42Hikayesi güzeldir ama gelin bakın dedim ya bilmediğiniz bir yere götürmeyeceğim.
12:48Burası bilindik bir yer ama bilinmeyen bir şeyi anlatacağım.
12:52Baktığınız ama görmediğiniz dedim ya hadi gelin sizi şu mezarlığa kabristana götüreyim.
13:00Aslında yanından geçtiğiniz ama görmediğiniz tarihi bir hikayeyi orada size anlatayım.
13:07Ben gidiyorum sizi bekliyorum.
13:23Bolter'in Türkler, Müslümanlar ve ötekiler kitabında Yeniçeri askeriyle alakalı övgüler on sayfadır.
13:31Monta'yı denemelerinde der ki eğer Osmanlı'nın Yeniçerisi Avrupalı herhangi bir devlette olsaydı
13:38dünyanın hakimi o devlet olurdu.
13:41Ne muhteşem bir ordu, ne muhteşem bir devlet.
13:45Dünyanın en güzel ordusu Yeniçeri birliğidir der.
13:49Acaba öyle mi?
13:50Evet öyle ama onların gördüğü kadar öyle.
13:54Son zamanlarda devlet Fatih Sultan Mehmet Kanuni Yavuz gibi güçlü padişahların elinde idare edilirken
14:02Yeniçeri birlikleri de devletin en güzel ordusu Yeniçeri birliği.
14:07Fatih Sultan Mehmet Kanuni Yavuz gibi güçlü padişahların elinde idare edilirken
14:12Yeniçeri birlikleri de devlete bağlı askeri birliklerdir.
14:17Fakat devletin düzeni ve gücü düştükçe tepede bulunan padişahların otoritesi zayıfladıkça
14:25Yeniçeri ocağı devletin sahibi gibi gördü kendini.
14:32Ocak devlet içindir kavramı devlet ocak içindire dönüştü ve her türlü nimetten Yeniçeri ocağı yararlanacak dedi.
14:42Halkı haraç kestiler, halkı anlamsız vergiler koydular, halkı soydular, padişah ölümlerinde yağmaladılar.
14:53Halk Yeniçeri ocağının kendisine yapmış olduğu zulümden dolayı bir öfke ve nefret duydu.
15:02Bütün bunların yanı sıra 1826 yılında 2. Mahmud pek çok padişahın kaldırmayı düşündüğü
15:12ama kaldırmaya gücünün yetmediği Yeniçeri ocağını ortadan kaldırdı.
15:1810.000 insan 10.000 yaklaşık tabi yuvarlak rakam konuşuyorum 10.000 Yeniçeri askeri yakıldı, idam edildi,
15:30kılıçtan geçirildi, oklandı, top mermileriyle paramparça edildi.
15:3610.000 askerin can havli ile can acısı ile gökyüzüne doğru haykırmaları tepede ne büyük bir ızdırabı oluşturmuştur.
15:48Ancak bu millet kadını ile erkeği ile bu Osmanlı halkı 10.000 adamın yakılarak ve kesilerek öldürüldüğü o güne
15:59ne kötü bir gün, ne kötü bir hatıra demedi, vakayı hayriye dedi, hayırlı vaka dedi ve halk Yeniçeri avına çıktı.
16:14Öyle ki artık yaşayan Yeniçerilerden ziyade Yeniçeri mezarlarını açtılar, içinde bulunan kemikleri kırdılar, köpeklere yem ettiler.
16:26Balkanlarda yüzlerce binlerce Yeniçeri mezarı varken İstanbul'da halkın bu zulmünden kurtulan 3 tane Yeniçeri mezarı kaldı.
16:39Bunun ikisi Eyüp Külliyesi'nin mezarlığında, bunun biri tam arkamda, bakın lütfen mezarların sarık kısımlarına çok düzgün takılmış sarıklar.
16:54Fakat arkamda Yeniçeri Ocağı'nın 31. ağasının bölük ağası, Zekeriya Hayreddin Ağa'nın mezarı, mezar taşı ve mezar taşındaki yamuk sarığı.
17:13Öldükten sonra bile mezara girerken bile hafiften sarığı yamultarak devlete ve kurulu nizama karşı gelmeyi hayat felsefesi haline getirmişler.
17:27İşte halkın yağmasından kurtulan isyankar Yeniçerilerden biri de benim arkamda 31. Yeniçeri bölüğünün ağası Zekeriya.
17:43Yeniçeri bölüğünün ağası Zekeriya.
18:13Yeniçeri bölüğünün ağası Zekeriya.
18:43Yeniçeri bölüğünün ağası Zekeriya.
18:45Yeniçeri bölüğünün ağası Zekeriya.
18:47Yeniçeri bölüğünün ağası Zekeriya.
18:49Yeniçeri bölüğünün ağası Zekeriya.
18:511400'ler, 1500'ler, 1600'ler ve belki de 1700'lü yıllar böyle kalemin ve kağıdın çok fazla bulunduğu yıllar değildi.
19:20Bir lüks tüketim malzemesiydi.
19:22Ve her zaman her evde kalem ve kağıt bulunmazdı.
19:26Bu Osmanlı'ya has bir durum değil.
19:28Bu dünyanın genel bir kuralı.
19:30Kalemde, kağıtta, kitapta çok pahalı.
19:34Bazı kitaplar ev fiyatına kadar pahalıydı.
19:38İşte o günlerde bir insanın oğlu sünnet olmuş.
19:42Bir insanın oğlu olmuş, kızı olmuş.
19:44Babası ölmüş, padişah değişmiş.
19:48Kabe'nin altın olukları değişmiş.
19:50Ya da deprem olmuş, İstanbul'da yangın olmuş.
19:54Böyle bir cümle ile anlatılması gereken büyük hatıraları yazacak kağıt yok, kalem yok.
20:02Bu bir yazıcılıktır.
20:04Ve Osman Çelebi adı verilen Hafız Osman bu işin hatıra bırakmanın bir nevi vakaynüvisliğin önderlerinden biridir.
20:17Ne yapmışlar camilere ve duvarlara bıçaklarla, hançerlerle kazımışlar.
20:23Ben demiştim ya hiç görmediğiniz yerleri göstermeyeceğim diye.
20:27Şehzadebaşı Camii'nin neresini hiç görmediniz diyebilirim ki.
20:32Acaba adım atmadığınız boşluk kalmış mıdır?
20:36Herkes Şehzadebaşı Camii'ni görmüştür.
20:40Benim iddiam sürekli önünden geçtiğiniz, çok iyi bildiğiniz tarihi hatıraların çok da bilinmeyen taraflarını anlatmaktı.
20:51Hani iddiam buydu ya baktığınız zaman görmediğiniz.
20:55İşte bu kapıdan böyle camiye namaz kılmak için çok girdiniz.
21:01Fakat şu sütunları, bu sütunların metal kelepçelerini incelemediniz muhtemelen.
21:09İşte bu yüzden beyaz TV ekranlarında geçmişe yürüyen adam programı yapılmaya başlandı ya.
21:17Sizin görmediklerinizi göstermek.
21:20Efendim bakın burada bir bıçakla bileziye, metal bileziye kazınmış.
21:27Ve yaklaşık da 350 yıllık, 1650'li yıllara dayanan bir yazı bulunmakta.
21:36Ve diyor ki burada İstanbul'da, aslında İstanbul bu.
21:42İstanbul'da ateş vaki olduğu Rebüyül Ahir ayının 11'inde.
21:49Tarih 1026.
21:51Yani yıl 1026.
21:541026 yılının 11 Rebüyül Ahir ayında ve gününde İstanbul'da bir yangın olmuş ve yakmış her tarafı.
22:03Ve birisi de adını yazmayan birisi, kim tarafından yazıldığını bilmediğimiz birisi bize bu yazıyı hatıra bırakmış.
22:14Bu yoldan yürüyüp namaz kılıyorsunuz eyvallah.
22:17Ama atalarımızın bize bırakmış olduğu bu mirasta başka neler var biraz bakmak lazım.
22:25Lütfen Şehzadebaşı Camii, Süleymaniye, Sultanahmet Camii gibi Selatini camilere geldiğinizde çok inceleyin.
22:34Ne çıkabileceğini Allah bilir.
22:37Her şey çıkabilir.
22:38Son örneğim Sultanahmet Camii'ne gidin, o merdivenli yolundan çıkın, ana avluya, iç avluya girin.
22:49Sağdan üçüncü sütunun metal bileziğinde yazıyı okuyun.
22:56İnanılmaz bir hatıra bırakmış 370 sene önce birisi.
23:02Kim yazmış belli değil ama yazının baş aktörü belli.
23:07Sultanahmet Camii'nin üçüncü sütününün metal bileziğinde diyor ki,
23:13Vah Hüseyin! Vah Hüseyin! Allah'ından bulasın Hüseyin!
23:19Hüseyin kim? Yazan kim? Hüseyin yazana ne yaptı da beddua ediyor.
23:26370 yıldır Allah'ından bul Hüseyin bedduası Sultanahmet Camii'nde sizleri bekliyor bakmak ve görmek.
23:36Gelin bu yazıları mutlaka inceleyin.
23:43İzlediğiniz için teşekkür ederim.
24:13Şehzadebaşı Camii'nden çok uzaklaşmadık. Yaklaşık 70 metre. Caddenin karşısına geçtik.
24:32Burada çok güzel bir cami var. Hikayesi de çok güzel, kendisi de çok güzel.
24:38Şehzadebaşı Camii ile arasında sadece 70 metre.
24:44Peki böyle bir cami varken, Şehzadebaşı gibi bir cami varken böyle bir camiye ne gerek var?
24:52İsraf değil mi? Değil efendim.
24:55Bu caminin yapılış tarihi 1540, Şehzadebaşı Camii'nin yapılış tarihi 1548.
25:04Yani Şehzadebaşı Camii'nin bulunduğu yer otlukken, evler varken, bahçeyken burada bir cami varmış.
25:13Kanuni Sultan Süleyman döneminde İstanbul Kadısı Hüsamettin Efendi isminde biri.
25:20Kendi maaşından küçük küçük ayıra ayıra, kenara koya koya bir cami yapma planı gelmiş aklına ve bu camiyi yapmış.
25:29Adını da koymuş Kadı Hüsamettin Camii.
25:33Caminin adı, 1540'lardaki caminin adı Kadı Hüsamettin Efendi Camii.
25:39Ancak 1700'lü yıllara gelinmiş depremler, bölgenin bakımsızlığı, yangınlar camiyi biraz zora düşürmüş.
25:51Cami biraz harabe hale gelmiş.
25:54Çamaşır satan, bu bölgelerde çamaşır işiyle uğraşan ve çamaşırcı diye adılan,
26:02Çamaşırcı Hacı Mustafa Efendi tarafından restore edilmiş.
26:08Kadı Hüsamettin'in yapmış olduğu cami, çamaşırcı Hacı Mustafa Efendi tarafından da restore edilmiş.
26:17Caminin adı olmuş Kadı Hüsamettin Çamaşırcı Hacı Mustafa Efendi.
26:23Ama bu bölgenin adı 18 Sekbanlar.
26:27Hikayesi ne? Durun durun.
26:29Bu camide 18 Sekbanlar hikayesini anlatmayayım.
26:3418 Sekbanlar için yaklaşık 15-20 adım ilerledikten sonra,
26:39Fatih'in dönemine ait, Fatih'in emriyle buraya gelen 18 fetih şehidinin Sekban askerinin kabrinde onu anlatayım.
26:49Bölgenin de adı 18 Sekbanlar olunca caminin adı Kadı Hüsamettin Çamaşırcı Mustafa Efendi 18 Sekbanlar Cami olarak kalmış.
27:02Arkamda görmüş olduğunuz bu küçük cami, Türkiye Cumhuriyeti sınırlarında bulunan Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı küçük ama ismi en büyük cami.
27:18Camiler arasında demiyorum, Türkiye'nin en uzun isimli camisini şu an görüyorsunuz.
27:25Önünden geçtiğiniz ama hikayesini bilmediğiniz bir enstantane bilgi de bu.
27:31Kadı Hüsamettin Çamaşırcı Hacı Mustafa Efendi 18 Sekbanlar Cami, Türkiye'nin en uzun isimli camidir.
27:42Fatih'e geldiğinizde mutlaka buraya uğrayın, 18 Sekbanlar kabristanına dua edin, sonra yolunuza doğru gidin.
27:53Ben 18 Sekbanlar mezarlığına gidiyorum, sizi bekliyorum buyurun.
28:11Caminin yanındayız az evvel dediğim gibi 70 adım yürüdük, caminin yanına geldik.
28:17Burada 18 Sekbanlar kabristanı bulunmakta.
28:21Bu da klasik sıradan İstanbulluların yani hayatı İstanbul'da geçen, evi ve işi İstanbul'da olanların çok fazla önünden geçtiği bir yol.
28:32Ve bu yolun bir hikayesi var, bunu sizinle paylaşmak istiyorum.
28:38Takvimler 29 Mayıs 1453'ü gösterdiğinde Osmanlı ordusu İstanbul surlarını yıkmış ve İstanbul'a girmeyi başarmıştı.
28:49Biz zannediyoruz ki 6 Nisan 1453 tarihinde başlayan 53 gün sonra 29 Mayıs 1453 tarihinde biten İstanbul'un fethi çalışması o gün bitti.
29:05Yani 29 Mayıs 1453'te fetih bitti, öyle değil.
29:10Savaş bitmedi, fetih bitti.
29:13Osmanlı askerleri İstanbul'a girdi, artık İstanbul bizim.
29:19Fakat sokak sokak, cadde cadde, meydan meydan gerilla çatışmaları, savaşlar bitmedi.
29:27Bu yüzden 29 Mayıs 1453 Salı günü fethedilen İstanbul'a Akşemseddin ve Molla Gürani gibi hocalarının izin vermemesinden dolayı 21 yaşındaki Ebu'l Feth genç fatih Fatih Sultan Mehmet bir gün sonra İstanbul'a girdi.
29:4830 Mayıs 1453 Çarşamba günü Fatih Sultan Mehmet Han İstanbul'a girdi.
29:55Peki bir gün İstanbul'a girmek için bir gün ne bekledik?
30:00Bunun cevabı arkamda yatmaktadır.
30:03Dedim ya İstanbul'a girdiler ama sokak sokak, cadde cadde, meydan meydan savaşlar devam etti.
30:13Biz İstanbul'u sokak sokak savaşarak, her sokakta şehit vererek bir günde aldık.
30:2330 Mayıs 1453 Çarşamba günü şehit olan 18 tane sekban askeri bu Şehzadebaşı Camii bölgesinde toplamışlar ve buraya defnetmişler.
30:39Biz Fatih bölgesinde, Şehzadebaşı bölgesinde bu toprakları savaşarak şehit vererek kan dökerek aldık.
30:50Ama her sokağa kan dökerek aldık.
30:53Bu bölgedeki şehitleri toplamışlar.
30:5718 tane sekban askerinin Hamza isminde bir kethüdanın yani ne diyelim sekban birliğinin Hamza adındaki komutanının 18 tane askeri burada bulunmaktadır.
31:14Yolunuz Şehzadebaşı Camii'ne düştüğünde mutlaka camiyi görün, ismi Türkiye'nin en uzun isimli olan camiyi ziyaret edin.
31:25Ardından bir fatiha okumak için 18 Sekbanlar Camii'ne gelin ve burada duanızı okuyun.
31:34İstanbul'u bizim yurdumuz olsun diye canını veren, kanını topraklara döken ve kanı ile bu memleketin topraklarını ıslatan bu güzel dedemize bir fatiha okuyalım mı?
31:49Bütün şehitlerimizin ruhuna fatiha.
32:03İzlediğiniz için teşekkür ederim.
32:33Geçmişe Yürüyen Adam programının birinci bölümüyle karşınızdaydık.
32:50Şehzadebaşı Camii'ni anlattık.
32:53Arkamda duruyor.
32:5518 Sekbanlar Camii'ni anlattık.
32:59Türkiye'nin en uzun isimli camiyi.
33:01Benim karşımda sizin arkanızda duruyor.
33:0418 Sekbanlar Kabristanı'nı ve İstanbul'un fetih hikayesini anlattık.
33:10O da benim karşımda ama sizin arkanızda duruyor.
33:14Bu hafta bu kadar.
33:16Ama haftaya bomba gibi bir bölümle, bomba gibi bir konuyla karşınızdayız.
33:22Bir padişahın kanından atıldığı, 1600 yıl boyunca zindan olarak kullanılan Roma İmparatorlarının hapse atıldığı,
33:33hatta bir tiyo daha vereyim mi, Rus Lev Tolstoy isimli birinin zindan yattığı,
33:42bir Mısır Firavunu olan tutan Kamo'nun annesinin mumyasının 3 gün hapis yattığı,
33:50şimdi padişah kanı akıyor, Lev Tolstoy hapis yatıyor, Mısır mumyası orada mahsur kalıyor.
33:59Bu üçünü birleştirdiğinizde burası İstanbul olamaz değil mi?
34:04Hayır. İstanbul'un göbeğinde haftaya sizi bomba gibi bir yere götürüp orada geçmişte yürüteceğiz.
34:12Efendim, Geçmişe Yürüyen Adam programının birinci bölümü bitti.
34:20İzlediğiniz için teşekkür ederim.